Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9256 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16136 - Esas Yıl 2015





Davacı ... ile davalı ... aralarındaki alacak davasına dair ...Mahkemesinden verilen 04/04/2014 günlü ve ..... sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 26/05/2015 günlü ve.... sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların boşandığını, müvekkiline ait ziynet eşyalarının davalıda kaldığını belirterek; ziynet eşyalarının aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davalının ziynet eşyalarını almadığını, evli kaldıkları süreçte davacının çalışmadığını, bu dönemde davacının bir kısım ziynet eşyalarını şahsi ihtiyaçları için bozdurduğunu, bir kısmı ile de ailesine maddi yardımda bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 19.02.2014 tarihli bilirkişi raporu ile belirlenen ziynet eşyalarının davacıya aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde 19.02.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen 5.297,96 TL'nin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine karar, Dairemizin 26.05.2015 tarih ve ..... sayılı kararı ile bozulmuştur. Dairemizin bozma ilamının davacı tarafa tebliği üzerine, davacı vekili bu defa 17.08.2015 tarihli dilekçe ile; mahkeme kararını kendilerinin de temyiz ettiğini ancak temyiz dilekçelerinin taşradan gönderilmesi nedeniyle, dilekçenin dosyanın Yargıtay'a gönderilmesinden sonra mahkemeye intikal ettiğini, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 26.05.2015 tarihli bozma ilamında hükmün davalı vekili tarafından temyiz edildiğinin belirtildiğini, yaptıkları temyizin değerlendirmeye alınmadığını belirterek; temyiz taleplerinin değerlendirilmesi için temyiz evrakları eklenerek dosyanın yeniden Yargıtay'a gönderilmesini talep etmiş, mahkemece de, davacı vekilinin 29.08.2014 tarihli temyiz dilekçesi ile tüm evrakların Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır. ./..-2-Dosyanın tetkikinden; gerekçeli kararın davacı vekiline 10.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 29.08.2014 tarihli dilekçeyle hükmü temyiz ettiği ancak temyiz dilekçesini ... Mahkemesine gönderilmek üzere.... Aile Mahkemesine vermesi sonucu, temyiz evraklarının ilgili mahkemeye, dosyanın Yargıtay'a gönderildiği 29.08.2014 tarihinden sonra ulaştığı, mahkemece, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin, dosyasına eklenmesi için 08.09.2014 tarihli yazı ile Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'ne gönderildiği ancak Dairemizce dosyanın temyiz incelemesinin yapıldığı tarihte bu evrakların dosya içinde bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin hükmü süresi içerisinde temyiz etmesine rağmen dosyanın temyiz incelemesinin yapıldığı tarih itibariyle temyiz dilekçesinin dosya içerisinde bulunmaması nedeniyle, davacının temyiz incelemesinin yapılamadığı anlaşılmakla, maddi hata nedeniyle Dairemizin 26.05.2015 tarih,... sayılı bozma ilamının kaldırılarak, dosyanın taraf vekillerinin temyizi yönünden incelenmesine geçilmiştir. Dava; ziynet eşyalarının aynen, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.Davacı taraf, 6 adet 22 ayar bilezik, 2 adet 22 ayar bilezik, 1 adet 14 ayar set takımı, 10 adet çeyrek altın ve 1 adet altın saatin aynen iadesini talep etmiş, bileziklerin gramına dair bir açıklama yapmamıştır. Davacı tanığı ...; takılan 6 adet bileziğin 20-22 gram 2 adet bileziğin ise 11 gram olduğunu beyan etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; bilezik ve kolyelerin her birinin ağırlığının belli olmadığından bahisle tarafların mali durumları dikkate alınarak ortalama 7 gram olduğunun kabulü ile hesaplama yapılmıştır. Ne var ki; Bilirkişi raporu bu yönüyle hükme esas alınacak mahiyette değildir. Hal böyle olunca mahkemece; davaya konu bileziklerin gramına yönelik olarak tanık beyanları göz önünde bulundurularak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, tanık beyanları göz ardı edilerek, bileziklerin gramının belli olmadığından bahisle bilezikleri ortalama 7 gram kabul edip, hesaplamayı 7 gram üzerinden yapan bilirkişi raporuna göre hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Diğer taraftan, bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur../..-3-Bu yasal düzenleme gereğince; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. İİK'nın 24/4.maddesi gereğince; iade edilecek eşyaların, cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı ve benzeri gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir. Ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilirken, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin cins, nitelik, miktar ve değerleri ayrı ayrı gösterilmelidir. Buna göre mahkemece; hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakların infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu "19.02.2014 tarihli bilirkişi raporu ile belirlenen ziynet eşyalarının davacıya aynen iadesine, mümkün olmadığı taktirde 19.02.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen 5.297,96 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine;" şeklinde HMK'nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi de doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle taraflar yararına bozulmasına karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.