Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9220 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14124 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/12/2013NUMARASI : 2011/378-2013/704Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil- tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; Ankara ili, ... ilçesi, ... Mah. 8891-8897 ada 12-1 parselde bulunan 135 m²'lik arsanın davalı Belediye Başkanlığı'nca 09/12/1985 tarih ve ... nolu tapu tahsis belgesi ile müvekkili ile diğer hak sahipleri adına tahsis edildiğini; arsa bedeli 113.778,00 TL'nin ödenmesine rağmen, tapu devrinin yapılmadığını; dava konusu taşınmazı da kapsayan bölge için imar ıslah uygulaması yapıldığını, imar sonrası davalı Belediye adına tespit gördüğünü ileri sürerek; öncelikle, dava konusu taşınmaz yönünden davalı adına olan tapunun iptali ile müvekkili adına tescilini; bunun kabul görmemesi durumunda, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 113.778,00 TL paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması suretiyle belirlenecek bedel ve ödenen vergiler üzerinden, şimdilik 9.000 TL'sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 07/05/2013 tarihli duruşmadaki beyanı ile, tescil talebinden vazgeçerek satış bedelinin iadesini talep etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; öncelikle, yargı yolu itirazında bulunmuş; esasa ilişkin olarak, davacıların murisi S.. G.. adına 8891 ada 12 parsel numaralı araziden arsa tahsisi yapılıp adına tescil edildiğini, aynı taşınmazla ilgili olarak hem 775 sayılı kanun hemde 2981 sayılı kanundan yararlanmanın mümkün olamayacağını, tapu tahsis belgesine konu gecekondunun yıkılması nedeniyle tahsis belgesinin tapuya dönüştürülemeyeceğini; ayrıca, müvekkili Belediye'ye yapılacak başvuruların tüm mirasçılar tarafından yapılması gerekirken tek bir davacı tarafından yapıldığını, bunun usule uygun olmaması nedeniyle talebinin reddedildiğini savunarak; davanın reddini istemiştir../..Mahkemece; tapu tahsis belgesinin bir mülkiyet belgesi olmamakla birlikte, belge sahibinin fiili kullanmasını belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesi olduğunu; davacının, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak tapu tahsis belgesi aldığı ve davalı ... Belediye Encümenince verilen 22/09/2011 tarih ve 1630 sayılı karar ile iptal edildiği ve yine tahsis işlemi karşılığında davacı tarafından davalı idareye ödeme yapıldığı hususlarının sabit olduğu; tarafların geçersiz sözleşme nedeniyle aldıklarını iade etmelerinin yasa gereği olduğu, bilirkişi raporunda davacının yapmış olduğu ödemelerin, ödeme tarihleri ve akdin ifasının imkansız hale geldiği tarihe kadarki dönemde denkleştirici adalet kaideleri gereğince hesaplama yapılmak suretiyle 602,51 TL olduğunun hesap edildiği, bilirkişice tespit olunan miktara itibar edilerek; davanın kısmen kabulü ile, 602,51 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın tüm, davacı tarafın ise sair temyiz itirazları yerinde değildir.Hükme esas alınan, 09.09.2013 tarihli bilirkişi raporunda; arsa bedeli olarak davacı tarafından yapılan 18.03.1986 tarihli 8.438,00 TL, 16.11.1988 tarihli 59.066,00 TL ve 20.02.1989 tarihli 33.746,00 TL tutarındaki ödemeler, ödeme tarihlerinden akdin ifasının imkansız hale geldiği tarihe kadarki dönemde denkleştirici adalet kaideleri gereğince hesaplanmıştır. Davacı vekili 25.09.2013 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna itirazlarını içeren dilekçesinde, davacının arsa bedeli olarak ödediği paranın bilirkişi tarafından 101.250,00TL ( 8.438,00TL+ 59.066,00TL+ 33.746,00TL) olarak tespit edildiğini, dava dilekçesi ile birlikte dosyaya sundukları belgeler arasında arsa bedeli olarak ödenen 18.03.1988 tarihli 8.928,00TL ve 20.02.1989 tarihli 3.600,00TL tutarında dekontların yapılan hesaplamada incelemeye alınmadığını, bunların neden incelemeye alınmadığının raporda da belirtilmediğini, bu eksikliklerin giderilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Mahkemece, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı dikkate alınmamış, itiraz karşılanmadan hüküm tesis edilmiştir. Somut olayda; davacı vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporuna gerekçelerini de göstermek suretiyle ayrıntılı şekilde itiraz etmiştir. Bu durumda, mahkemece; davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi yönünden söz konusu belgeler de dikkate alınarak ek rapor alınması ve gerektiğinde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir./..SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.