MAHKEMESİ : İSTANBUL 11.AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 23/05/2013NUMARASI : 2012/238-2013/345Taraflar arasında görülen nafakanın kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı dilekçesinde; davalı ile 28.03.1996 tarihinde verilen karar ile boşandıklarını ve davalı lehine emekli maaşının 1/2,5'i oranında yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, ilerlemiş yaşı nedeniyle ek iş yapamadığını, tek gelirinin emekli maaşı olduğunu ancak bu maaşın 665,52 TL'sinin davalıya yoksulluk nafakası olarak ödendiğini, oysa davalının babasının vefatı ile yetim aylığı almaya başladığını, ayrıca miras kalan 4 katlı bina nedeniyle barınma ihtiyacını karşıladığı gibi kira geliri de elde ettiğini ileri sürerek; nafakanın kaldırılmasını, olmadığı takdirde nafakanın 250 TL'ye indirilmesini ve nafakanın 1/2,5 oranında artırılmasına ilişkin şartın kaldırılarak sabitleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davacının boşandıkları tarihten sonra ekonomik durumunda bozulma olduğunu ispat edemediği, aynı süreçte davalının ihtiyaçlarının da arttığı, davacının boşanmayı sağlayabilmek için nafaka miktarını kabul ettiğini bildirmesi karşısında nafakanın indirilmesi talebinin hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.HMK.nun 297/2.maddesine göre; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle birlikte, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”Somut olayda, tarafların boşanma davasında kararlaştırdıkları 1/2,5 artış şartı ile nafaka miktarının ulaştığı nokta itibari ile “katlanılamaz” hale geldiği iddia olunarak, nafakanın ve artış şartının kaldırılması talep olunmuştur.Buna göre, mahkemece; davacı tarafın her iki talebinin incelenmesi ve karar verilmesi gerekirken, sadece kaldırma talebinin incelenerek, artış oranının kaldırılması istemi hakkında hüküm tesis edilmemesi, usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığını, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.