MAHKEMESİ : GEMLİK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/04/2014NUMARASI : 2012/924-2014/139Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; 02 Mayıs 2002 - Haziran 2010 tarihleri arasında Maliye Bakanlığı Defterdarlığı Muhasebe Denetim Elemanlarınca yapılan maaş denetim incelemesinde, davalının maaşını KPDS yabancı dil seviyesi C seviyesi olduğu halde A2 seviyesinden aldığı tespit edildiğini, bu nedenle davalıya 2.830,16 TL fazla ödeme yapıldığını ileri sürerek; 2.830,16 TL'nin davalının uhdesine girdiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini dava ve talep etmiştir.Davalı, cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile ikinci bilirkişi raporuna göre tespit edilen 2.562,24 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Hükmü, taraf vekilleri ayrı ayrı süresinde temyiz etmiştir.1-Tarafların bilirkişi raporuna yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır../..Somut olayda; mahkemece, bilgisine başvurulan ilk bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; davalıya fazla ödeme yapılan ve iade edilmesi gereken miktarın 311,29 TL olduğunu açıkmamıştır. Bu raporun yeterli görülmemesi üzerine alınan ikinci bilirkişi raporunda ise; davacı idarenin davalıya, Yabancı Dil Tazminatı ödeme esaslarına göre 5 yılda bir seviye tespit imtihanlarına girmemiş olması nedeniyle, seviye azaltılması işleminin uygulanmamasından doğan ve davalıya fazla ödenen toplam 2.562,24 TL alacağının bulunduğu bildirilmiş ve bu ikinci rapor mahkemece hükme esas alınmıştır. İlk bilirkişi raporu ile hükme esas alınan ikinci bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir rapor alınması gerektiği kuşkusuzdur. Ne var ki mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm verilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece; dosyanın yeni bir bilirkişiye verilmesi, sonradan alınan ve farklı sonuçlar içeren ikinci raporla ilk rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi konusunda rapor alınıp, hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuş, bu husus taraflar bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacı tarafın faiz başlangıcına yönelik temyiz itirazına gelince; 818 sayılı BK'nun 101.maddesinde "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur" hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanununun 117.maddesinde bu hüküm ''Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer'' şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir. Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.Mahkemece yargılama sırasında, dava tarihinden önce işlemiş faiz talebi yönünden davacı tarafın davalı tarafı temerrüde düşürecek bir ihtarda bulunup bulunmadığı araştırılmamış, haksız ödenen bedelin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.O halde, somut olayda; davalı taraf için keşide olunan bir ihtarname bulunup bulunmadığı araştırılıp, davalı tarafın temerrüdü varsa temerrüt tarihinde, temerrüdü yoksa dava tarihinden itibaren davalının temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde faize hükmedilmesi davacı taraf yararına bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.