MAHKEMESİ : İSTANBUL 50.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 26/04/2012NUMARASI : 2011/185-2012/107 Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı elektrik idaresinin müvekkili aleyhine 47.662,00 TL borç tahakkuk ettirdiğini, müvekkilinin borçlu olmadığı halde elektriğinin kesilmemesi için davalıya taksitler halinde bu bedeli ödemek zorunda kaldığını, taksit ödemeleri devam ederken fazlaya dair hakları saklı tutarak 24.000,00 TL bedelli menfi tespit ve istirdat davası açtıklarını, davalının müvekkilinden 42.340,37 TL fazla para tahsil ettiğinin tespit edildiğini, mahkemece taleple bağlı kalınarak 24.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verildiğini, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, kesinleşen ilamla karar altına alınan 24.000,00 TL mahsup edildiğinde müvekkilinin davalıdan 34.814,40 TL alacaklı olduğunu belirterek; 34.481,40 TL asıl alacağın geçmiş günler ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 20.03.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle, dava değerini 50.259,51 TL artırarak 84.740,91 TL'ye çıkarmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ilk davayı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadan açtığını, tahakkuk ettirilen tutarın mevzuata uygun olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; 33.845,00 TL asıl alacak ve 50.259,51 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 84.104,51 TL'nin (33.845,00 TL asıl alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranda avans faizi ile) davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Dava; haklı bir sebep olmaksızın, gerçekte olmayan bir borcun ifası amacıyla yapılan fazla ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan istirdadı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davalı elektrik idaresinin davacı aleyhine 47.662,00 TL borç tahakkuk ettirdiği, davacının, dava hakkını saklı tutarak, davalıdan bu borcu taksitlendirmesini talep ettiği, taksitlendirme sonucu davacının davalıya toplam 63.804,27 TL ödediği anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının davalıya ödemesi gereken miktarın 5.958,60 TL olduğu, davacının davalıya 63.804,27 TL ödediği, dolayısıyla davalıya 57.845,00 TL fazla ödeme yapıldığı, davacının ilk açtığı davada hükme bağlanan 24.000,00 TL bu miktardan mahsup edildikten sonra davacının davalıdan geri isteyebileceği asıl alacak miktarının 33.845,00 TL; işlemiş faiz miktarının 50.895,91 TL olduğu rapor edilmiş, mahkemece bu rapordaki hesaplama şekli benimsenerek 33.845,00 TL asıl alacak, 50.259,51 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 84.104,51 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmaksızın bir ihtar ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. (818 sayılı BK 101/1, 6098 sayılı TBK 117/1) Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez. Her ne kadar mahkemece; ödeme tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için toplam 50.259,51 TL işlemiş faizin davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürülüp düşürülmediği hususu üzerinde durulmadan, eksik inceleme ile hüküm tesis edilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece; davacının, dava tarihinden önce davalıyı temerrüde düşürüp düşürmediği hususu üzerinde durularak, temerrüt yoksa, işlemiş faize hükmedilmemesi, temerrüt var ise temerrüt tarihi belirlenerek, temerrüt tarihinden itibaren işlemiş faizin hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.