Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9126 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1365 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 12. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 25/02/2014NUMARASI : 2013/372-2014/126Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 27.01.2004 tarihli kararla boşandıklarını, boşanma ilamıyla birlikte müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verildiğini, çocuk için aylık 150,00 TL nafakaya hükmedildiğini, aradan geçen zamanda çocuğun büyüdüğünü, ihtiyaçlarının da doğal olarak arttığını, ödenmekte olan nafakanın müşterek çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini belirterek; nafaka miktarının aylık 1.000,00 TL'ye çıkarılmasını talep etmiştir.Davalı vekili duruşmadaki beyanında; müvekkilinin behçet hastası olduğunu, kuaför olmasına rağmen rahatsızlığı nedeniyle çalışamadığını, geçimini eşinin sağladığını, müşterek çocuğun masraflarını müvekkilinin ailesinin karşıladığını, mahkemece, iştirak nafakasının artırılması yönünde bir karar verilecekse, müvekkilinin çalışamadığı hususu gözönünde bulundurularak bir karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, aylık 150,00 TL olarak ödenmekte olan iştirak nafakasının aylık 200,00 TL artırılmak suretiyle 350,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazına gelince;Dava; iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. ./..Kural olarak boşanma kararı ile velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.(TMK m.182) Anne ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.(TMK m.328/1) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Ayrıca nafakanın takdirinde, evlilik birliği devam ederken çocuğun alıştığı yaşam şeklide dikkate alınır.Diğer taraftan nafaka miktarı belirlenirken, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.Her ne kadar nafakanın takdirinde; davalının (baba) hayat koşulları ve ödeme gücünün de dikkate alınması zorunlu ise de; bu durum, yani davalının gelir seviyesinin düşüklüğü nafakanın artırılması gerekliliğini büsbütün ortadan kaldırmaz. Hakim, nafaka takdirinde; nafaka alacaklısı çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalı babanın gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır.Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; tarafların 27.01.2004 tarihli ilamla boşandıkları, 1998 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, çocuk lehine aylık 150,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, eldeki davanın 26.04.2013 tarihinde açıldığı, müşterek çocuğun ticaret lisesi 2. sınıf öğrencisi olduğu, davacı annenin çalışmadığı, her hangi bir yerden gelirinin olmadığı, ailesiyle birlikte yaşadığı, davalı babanın kuaför olduğu, 2009 yılında evlendiği, eşinin beden eğitimi öğretmeni olduğu, 2011 yılında ikinci çocuğunun dünyaya geldiği anlaşılmaktadır.Somut olayda artırılması istenen iştirak nafakası 27.01.2004 tarihindeki koşullara göre verilmiştir. Eldeki artırım davası ise, 26.04.2013 tarihinde açılmıştır. Aradan geçen yaklaşık 9 yıl gibi uzun bir sürede tarafların sosyal ve ekonomik koşullarında değişme olduğu, çocuğun ihtiyaçlarının arttığı bir gerçektir.Hal böyle olunca mahkemece; daha önceki davada takdir edilen iştirak nafakasının, müşterek çocuğun zorunlu ihtiyaçları, ülkenin ekonomik durumu ile enflasyon nedeniyle paranın satın alma gücünün düşmüş olması dikkate alınarak hakkaniyet ölçüsünde daha fazla artırılması gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu nafakanın az artırımı doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.