Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 908 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13748 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KAHTA 1. ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 20/03/2014NUMARASI : 2013/524-2014/218Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının 2006 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden bir müşterek çocuklarının bulunduğunu, Kahta Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2011/622 E. Sayılı dosyası ile tarafların boşanmalarına karar verildiğini, boşanma davasında çocuğun velayetinin davacıya verildiğini, davacı lehine aylık 200,00-TL nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde, ekonomik durumunun yeterli olmadığını, davacının çalıştığını, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, davalı vekili ise, müvekkilinin yeni bir evlilik yaptığını, kazancının asgari ücretin altında olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, Kahta Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2011/622 E. sayılı dosyasında; evlilik birliği içerisinde tarafların sürekli tartışmaları ve anlaşamamaları sebebiyle R.. S..'ın psikolojik olarak rahatsızlandığı, bu rahatsızlığının ileri boyuta ulaştığı ve R.. S..'ın B..R..ve S..Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi gördüğü, dinlenilen tanık beyanları doğrultusunda tarafların ayrılmalarından sonra R.. S..'ın psikolojisinin düzelmeye başladığının bildirildiği, R.. S..'ın şu anda yeni bir evlilik yaptığı ve bir çocuğunun bulunduğunun nüfus kayıtlarından anlaşıldığı, müşterek çocuk için aylık 100,00 TL nafaka verilmiş olduğu, boşanma davasında kusuru daha ağır olan tarafın davacı S.. S.. olarak değerlendirildiği, davacının davasını ispatlayacak delil sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dava, 200 TL yoksulluk nafakası istemine ilişkindir.TMK.nun 175.maddesi gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir. Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.Dosya kapsamına göre, tarafların 26.3.2013 tarihinde boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, çocuk için 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, davacının ev hanımı olduğu, gelirinin bulunmadığı, ailesinin yanında yaşadığı, davalının SGK kaydına göre çalıştığı ancak ekonomik ve sosyal durumunun tam olarak tespit edilmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca, her ne kadar, mahkemece, boşanma davasında kusuru daha ağır olan tarafın davacı olduğu kabul edilmiş ise de, boşanma kararında, davacı kadının daha ağır kusurlu olduğuna dair açık bir tespit bulunmamaktadır.Bu durumda, mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumu tam olarak tespit edilerek, hasıl olacak sonuca göre, nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile, nafaka yükümlüsü kocanın gelir durumu arasında bir oranlama yaparak, taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak şekilde TMK.nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.