MAHKEMESİ : İZMİR 1. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 19/06/2014NUMARASI : 2012/670-2014/920Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; 16/11/2009 tarihinde müvekkilinin ... no. ile kayıtlı olduğu aboneliğinin açma işlemi için evine gelen ekiplerin çalışması esnasında yanlış bağlama yapıldığından elektrik hattı dahil evdeki tüm elektrikli cihazların yandığını, kullanılamaz hale geldiğini, davalının yeni alınan ve tamir edilemeyen cihazlar için tazminat ödemeye yanaşmadığını iddia ederek, uğradığı zarara karşılık 7.500TL maddi, 2.500TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkil kurumun bilgisi ve proje gücü dışında davacı tarafın gücü yükselttiğini, projede çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve fırın bulunmadığını, klima, şofben vb. cihazların projede görünmediğini bu nedenle maddi manevi tazminat taleplerinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile toplam 2.462,70TL maddi ve olayın oluş şekli, mevcut deliller ile diğer yasal koşullar nazara alınarak takdir olunan 1.500TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir../..Ancak; Borçlar Kanunu’nun 49.maddesi (TBK.nun 58. md.) hükmüne göre manevi tazminata karar verilebilmesi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24.maddesi hükmünde genel olarak açıklanan kişilik haklarına bir saldırı bulunması, hukuka aykırı fiil sonucunda kişilik haklarının zarar görmüş olması zorunludur. Malvarlığında bir zarar meydana gelmesi halinde de kişinin az veya çok üzüleceği ve manevi olarak acı çekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, malvarlığı zararları bu madde kapsamına girmemektedir. Anılan madde hükmü ile yalnızca kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi amaçlandığından malvarlığı zarara uğrayan kişi yararına Borçlar Kanununun 49.maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak mahkemece davacı tarafın manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.