Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9048 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16067 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : ANKARA 25. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/06/2014NUMARASI : 2010/329-2014/296Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekellerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; davalının Hacettepe Üniversitesi Kimya Fakültesi'nden kimyager olarak mezun olduğunu, S.. B.. Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı emrine kimyager olarak atanması gerektiği halde, 27.04.1988 tarihinde kimya mühendisi olarak atandığını ve kimya mühendisi kadrosundan maaş aldığını, haksız ödeme nedeniyle maaş farkının ortaya çıktığını iddia ederek farkın ortaya çıktığı tarih olan 15.01.1991 tarihinden başlamak üzere 15.01.1991- 15.01.2009 tarihleri arasında davalıya maaş ödemesi olarak fazladan ödenen 5.338,19 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili birleşen davada ise; asıl davadaki iddialarını yineleyerek, 15.05.1988-15.01.2009 tarihleri arasında davalıya fazladan ödenen 5.338,19 TL maaş ile 3.874,97 TL döner sermaye katkı payının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş, esasa yönelik ise; 13.11.1984 tarihli dilekçesi ile kimyager olduğunu, Bakanlıkça durumuna uygun bir kadroya atanması hususunda talepte bulunduğu halde mühendis olarak atanmasının yapıldığını, durumun düzeltilmesini talep etmesine rağmen özlük ve maaş hakları aynı olduğunun ileri sürüldüğünü, bu şekilde uzun yıllardır çalışmakta olduğunu, kendisine haksız bir ödemenin yapılmadığını belirterek, davanın reddini dilemiş, birleşen dosyada ise davalıya tebligat yapılamamıştır../..Mahkemece; zamanaşımı konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmemiş, işin esasına girilerek asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne, 5.338,19TL'nin temerrüt tarihi olan 13.04.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın kısmen kabulü ile; 3.874,97 TL 'nin temerrüt tarihi olan 06.03.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1- Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;Davacı vekili asıl davada, 5.338,19 TL'nin tahsilini talep etmiş, mahkemece de 5.338,19 TL'nin tahsiline karar verilmiştir. Asıl alacak yönünden davanın tam kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen, davalı vekili yararına vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.2- Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;Zamanaşımı def’i, bir hakkın ileri sürülebilmesine engel olgulardandır. Bu nedenle, öncelikle ve hadise hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşmeye dayanan alacak davalarında zamanaşımı süresinin başlangıcı, kamu kurumlarında dava açılmasına emir vermeye yetkili makamın öğrenme gününden itibaren işlemeye başlar. (H.G.K. 25.06.2003 tarih ve 2003/4–422 E, 2003/439 K.).Mahkemece; yukarıdaki açıklamalar gözönüne alınarak zamanaşımı hususunda inceleme ve değerlendirme yapılıp sonucuna uygun olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.