Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9013 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16142 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : MERSİN 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/12/2013NUMARASI : 2012/310-2013/516Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; Mersin İli, ... İlçesi, 7 pafta, 84 parselde kayıtlı zeytinlik ve harnupluk nitelikli 7720 m2'lk taşınmazın, müvekkillerinin murisi H.. V.. G..'ya annesinden miras ile kaldığını; murisin, bu taşınmazı yaklaşık 30 yıl malik sıfatı ile kullandığını, 1998 yılında vefat ettiğini, o tarihten bugüne kadar müvekkillerinin bu taşınmazı nizasız malik sıfatı ile kullanmaya devam ettiklerini; müvekkillerinin, dava konusu taşınmaza 1999 yılında 220 adet limon ağacı, 215 adet şeftali, 117 adet zeytin ağacı diktiklerini, dava konusu taşınmazda halen bakımlı 13 yaşında 220 adet limon ağacı, 215 adet şeftali ağacı, 117 adet zeytin ağacı bulunduğunu, davalının, dava konusu taşınmazı satın aldığını iddia ederek; dava konusu taşınmazı boşaltmalarını sözlü olarak istediğini, taşınmazın çevresine tel örgü çekmeye başladığını; müvekkillerinin, kendilerine miras kaldığını zannettikleri taşınmazı iyi niyetle imar edip ağaç diktiklerini; dava konusu taşınmaza daha önceden malik olan şahısların bugüne kadar yazılı veya sözlü olarak herhangi bir ihtarda bulunmadıklarını; müvekkillerinin, imar bedeli ve ağaç bedelinin kendilerine ödenmesi halinde davaya konu taşınmazı boşaltacaklarını davalıya bildirdiklerini; davalının, para vermeyeceğini bildirdiğini; müvekkillerinin imar çalışmaları ve yetiştirdiği ağaçlar sayesinde, taşınmazın %50 oranında değer kazandığını ileri sürerek; dava konusu taşınmazdaki ağaç bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; 22.10.2013 tarihli celsede alınan beyanında, taşınmazdaki ağaçların en az levazım değeri 11.700,00 TL'yi ödemeyi kabul etmişlerdir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 11.700 TL'nın dava tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştr../..HMK’nın 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.TMK'nın 722.maddesinde; "Bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur.Ancak, sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesi aşırı zarara yol açmayacaksa, malzeme sahibi, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebilir. Aynı koşullar altında arazinin maliki de, rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin, gideri yapıya yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebilir."Aynı kanunun, 723.maddesinde ise; "Malzeme sökülüp alınması arazi maliki malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür.Yapıyı yaptıran arazi maliki iyiniyetli değilse hakim, malzeme sahibinin uğradığı zararın tamamının tazmin edilmesine karar verebilir.Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir." hükümlerini içermektedir.Anılan hükümler, esas itibariyle (BK'nın 61 ve devamı maddelerinde) TBK'nın 77 ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmenin özel bir halidir ve zenginleşmeyenin iade borcu doğmaz. Ne var ki, somut olayda; dava konusu parseldeki ağaçlar, davalı tarafında benimsenilmiş ve bahçe olarak kabul edilmiştir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; TMK'nın 723/son maddesi gereğince; taşınmazın ağaçlı değeri ile ağaçsız değerinin ayrı ayrı bilirkişiye tespit ettirilip, aradaki farkın, davalı yönünden sebepsiz zenginleşme teşkil edeceği gözetilerek; oluşacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde, bilirkişinin hesapladığı taşınmazdaki ağaçların en az levazım bedeline hükmedilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.