Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8987 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13716 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ÇATALCA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/02/2014NUMARASI : 2010/82-2014/197Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dilekçesinde; davalı ile aralarında davalıya ait ... köy içi mevkiinde bulunan 1004 parseldeki taşınmazın 779 m2 lik kısmının 30.000,00TL bedel mukabilinde satışı konusunda ... Muhtarlığı tarafından düzenlenen 18/04/2000 tarihli harici satış sözleşmesinin düzenlendiğini, sözleşme bedelinin aynı tarihte ödenip zilyetliğinin davalı tarafından devredildiğini, satın aldığı kısma tek katlı bina yaptığını ve yerleştiğini, köy senedi yapılan tarihte davalı ile yapılan anlaşmaya göre belediyeden ifraz izni alınıp sözleşmede belirtilen ve zilyetliğini satın aldığı kısmın tapusunun devri konusunda davalı ile anlaştıklarını, ancak aradan geçen zaman içerisinde devir işlemini gerçekleştirmeyince tescil işlemini sağlamak için Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/404 Esas sayılı tapu iptali ve tescil davası açtığını, satışın resmi şekilde yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiğini ileri sürerek, satış sözleşmesi nedeniyle davalıya ödenen 30.000,00 TL satış bedelinin günün şartlarına uyarlanarak bugünkü değerinin belirlenmesini ve davalıdan yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde ; satış vaadi sözleşmesinin akdedildiği tarihten itibaren zamanaşımı süresinin tamamlandığını, sözleşme bedelinin 30.000,00 TL değil 10.000,00TL olduğunu, davacının aynı sözleşmeye dayanarak açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddedildiğini, sözkonusu kararın bu dava yönünden kesin hüküm olacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; taraflar arasındaki geçersiz satış sözleşmesi nedeniyle davalıya ödenen satış bedelinin ifanın imkansız hale geldiği 07.02.2008 tarihi itibariyle TEFE, TÜFE, altın, döviz fiyatlarındaki artışlar, memur maaş artışları v.s. etkenlerle ulaştığı değerin bilirkişi raporu ile 105.273,61 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve 105.273,61 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir../..Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Taraflar arasında, tapulu taşınmazın mülkiyetinin geçirilmesini amaçlayan sözleşme resmi biçimde düzenlenmediği için geçersizdir. Bu durumda taraflar, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karşılıklı olarak verdiklerini iade ile yükümlüdürler. Geçersiz sözleşme çözülürken mahkemece, davalının aldığı satış bedelinin iadesine karar verilmesi sırasında davacının da elinde bulundurduğu taşınmazın davalıya aynı anda ve zamanda iade edilmesi gerekir.Davacı, satın almış olduğu taşınmazı iade etmeden ödediği satış bedeli için faiz talep edemez.Mahkemece; dava konusu taşınmazın halen davacının zilyetliğinde olup olmadığı, taşınmazı halen kullanıp kullanmadığı, taşınmazın davalıya iade edilip edilmediği noktasında gerekli araştırma ve inceleme yapılmamıştır.Hal böyle olunca, mahkemece, dava konusu taşınmazın davacının zilyetliğinde olup olmadığı, taşınmazı halen kullanıp kullanmadığı, taşınmazı davalıya iade edip etmediği noktasında gerekli araştırma ve inceleme yapılmalı, taşınmazın halen davacının zilyetliğinde olduğunun tespiti halinde, ödenen satış bedelinin denkleştirici adalet kapsamında ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle ulaştığı alım gücü karşılığının tahsiline karar verildiğine göre, taşınmazın da davalıya iadesine ve hükmedilen alacağa taşınmazın iadesi tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.