Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8963 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15209 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : MENDERES 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/03/2014NUMARASI : 2011/214-2014/148Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ilçesi, ... köyü, ... deresi mevkiinde 11/09/2010 günü çıkan orman yangını ile ilgili olarak davalı şirket ve temsilcisi hakkında suç zaptı düzenlendiğini ve 01/11/2010 günü Menderes C.Başsavcılığına gönderildiğini, aynı olay ile ilgili olarak Jandarma tarafından da zabıt tutularak Savcılığa intikal ettirildiğini Menderes C.Başsavcılığı tarafından her iki suç zaptıyla ilgili olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, ancak bu durumun davalı şirketin hukuki sorumluluğunu kaldırmadığını, idare tarafından olay mahallinde yapılan araştırma neticesi yangının Tedaş'a ait beton elektrik direğinden çıkan kıvılcım sonucunda çıktığının tespit edildiğini, davalı şirketin beton elektrik direğinden çıkan kıvılcım sonucu oluşan yangının sebebiyet verdiği idare zararından sorumlu olduğunu, dava konusu yangın sebebiyle ... İşletme Şefliğinin düzenlemiş olduğu yangın zarar hesap cetveline göre toplam 46.419,74 TL idarenin zararı olduğunu, tüm bu nedenlerle idare zararının suç tarihi olan 11/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. ./..Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davaya konu yangının müvekkili olan kurumun enerji nakil hatlarının bakım ve onarımını yerine getirmemesinden dolayı çıktığını iddia ettiğini, buna göre davanın İdari Yargıda açılması gerektiğini, davanın yargı yolu yönünden reddi gerektiğini, karşı tarafa müvekkili kurum tarafından verilmiş bir hasarın söz konusu olmadığını, ... bölgesi arıza bakım ve onarım işlerinin ihale kapsamında yüklenici firma ... Müh. İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. tarafından gerçekleştirildiğinden davanın öncelikle bu şirket aleyhine açılması gerekirken müvekkili kurum aleyhine açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın husumet yönünden reddini talep ettiklerini, söz konusu yangınla ilgili olarak kayıtlarında herhangi bir ihbarın bulunmadığını, arıza kayıt sisteminde o tarihte adı geçen bölgede herhangi bir arazının ve kesintinin olmadığını ayrıca yangın tarihinden itibaren 4 ay önce ilçe sınırlarında bulunan tüm şebekede kontrol bakım ve ağaç kesim işlemlerinin Orman İşletme personeli ile müşterek olarak yapıldığını ve yapılan çalışmalarla ilgili olarak Kaymakamlık Makamı ile ... işletme Bakım Müdürlüğüne bilgi verildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme tarafından; dosyada mevcut 11/09/2010 tarihli suç tutanağında imzası bulunan ve tanık olarak dinlenen K.. Ç.., yangına ilk müdahaleyi yaptıkları sırada yaklaşık 20 m²'lik alanda yangın olduğunu, bu yerin ortasında bir elektrik direği bulunduğunu ve direğin üst kısmından kıvılcımlar çıktığını bu sebeple yangın başladığını, çevrede yangına sebebiyet verecek başka bir etken bulunmadığını ifade etmiş ise de; kovuşturma dosyası ve bilirkişi raporu dikkate alındığında, yangın çıkmasına neden olduğu iddia edilen elektrik direğindeki tesisatın dışarıdan bir müdahale olmadığı taktirde yangın çıkmasına sebebiyet vermeyeceğini belirtmeleri karşısında yangının elektrik direğinden çıkan kıvılcımlar nedeniyle başladığına ilişkin tahmine dayanan tanık beyanına ve bu tanık ve işçiler tarafından düzenlenen 11/09/2010 tarihli rapora itibar edilmemiş, dava konusu yangının çıkmasında kusuru ispat edilemeyen davalı kurum hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir.Dava; elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklandığı iddia olunan yangın nedeniyle, orman idaresinin uğradığı maddi zararın tazminine ilişkin bulunmaktadır.Bilirkişi kurulu raporunda; yangının başlamasına neden olduğu iddia edilen direkteki tesisatın A.G tesisatı olması nedeniyle gerek iletkenin kopması gerekse izolatörün kırılmasının çok zor olduğunu, mutlaka dışarıdan fiziki bir zorlanmanın olması gerektiğini dikkate alarak yangının bu direkten başlamadığını, şayet başlamış ise o takdirde izolatöre veya tellere zarar vermek amaçlı 3. kişilerce yapılan fiziki müdahaleden kaynaklanmış olabileceği dolayısıyla ... AŞ’nin kusurundan söz edilemeyeceği, yangın söndürme masrafları toplamının 46.419,74 TL tutarında olacağı, bu bedele olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği belirtilmiştir.Dava, TBK 69. maddesine dayanan bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğuna dayalı tazminat isteminden ibarettir. Enerji nakil hatları da maddede belirtilen yapı eseri kapsamında olduğundan enerji nakil hattının sahibi bu tesisin korunmasından, bu bağlamda bakım eksikliğinden doğan zarardan kusursuz olarak sorumludur../..TBK. m.69'de öngörülen sorumluluğun söz konusu olması için, yapı eserinin yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden bir zararın doğması gerekir. Anılan maddedeki sorumluluk kusura dayanmayan kusursuz sorumluluk hallerinden olup, yapı eseri sahibi ancak, davacının kusuru, üçüncü kişinin kusuru ve mücbir sebebin varlığının isbatı halinde sorumluluktan kurtulabilir. Ancak mevcut durumda davalı tarafından kendisini sorumluluktan kurtaracak davacının kusuru, üçüncü kişinin kusuru ve mücbir sebebin varlığı gibi illiyet bağını kesecek hususlar tatmin edici delillerle bu aşamada ispatlanamamıştır.Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davalının bakım ve gözetim ödevinin bulunduğu ve bu ödevin usulünce yerine getirilmemesi nedeniyle dava konusu zarara neden olan yangının çıktığı anlaşılmaktadır. Dinlenilen tanık beyanları da yangının davalıya ait direkten başladığı ve buna gerekli bakımın yapılmamasının neden olduğunu orataya koymaktadır. Bu beyanlar karşısında davalının sorumluluğuna karar vermek yerine tahmine dayalı düzenlenen bilirkişi raporuna göre davanın reddedilmiş olması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.