MAHKEMESİ : DÖRTYOL 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/04/2014NUMARASI : 2013/342-2014/220Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının davalıdan haricen araç satın aldığını, ancak resmi devrin gerçekleşmediğini, araç bedelinin tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında, davacının edimini yerine getirmediğini, traktörü 26.5.2010 tarihinde teslim aldığını ve kullandığını, bu kullanıma ilişkin gelirler dikkate alındığından davacıdan talep edebileceği bir alacağının bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesi uyarınca trafikte tescilli araçların mülkiyetini nakledici nitelikte sözleşmelerin noterde yapılması zorunludur. Bu hükme aykırı olarak yapılan sözleşmeler hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflara hak ve borç tahmil etmeyeceği için, taraflar ancak verdiklerini karşılıklı olarak haksız iktisap hükümleri uyarınca geri alabilirler. Mahkeminin de kabulü bu yöndedir.Ancak; geçersiz sözleşme çözülürken mahkemece, davalının aldığı satış bedelinin iadesine karar verilmesi sırasında, davacının da elinde bulundurduğu aracın, davalıya aynı anda ve zamanda iade edilmesi gerekir.Her ne kadar, mahkeme gerekçesinde, dava konusu traktörün davacının elinde bulunduğu belirtilse de, dosyanın incelenmesinden, aracın kimin elinde bulunduğu hususu tam olarak anlaşılamamaktadır../..Öyle ise mahkemece; bu ilkeler gözetilerek, öncelikle taraflardan sorulmak suretiyle, dava konusu aracın halen kimin elinde bulunduğunun kesin olarak tespit edilmesinden sonra, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.