MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; davalının idareye ait kayıtsız sayaçtan elektrik kullandığının tespit edilmesi üzerine kaçak elektrik faturası düzenlendiğini, faturaların ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2008/8718 sayılı takip dosyası ile takip başlattıklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile takibin 1.026,86 TL asıl alacak olmak üzere 1.271,04 TL üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.HUMK'nun 275. maddesi (yeni HMK 266.) hükmüne göre, genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkesin bilmesi gereken konularla hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konular dışında kalan ve çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Kural olarak bilirkişi raporu hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HUMK. nun 281.maddesine göre, bilirkişi raporu Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir. Mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda; davacının davalı kurumla 20.04.2005 tarihinde elektrik satışına ilişkin abonman sözleşmesi imzaladığı, ancak sözleşmeden sonra kurumca, sayaç mühürleme ve diğer işlemlerin yapılmadığı, sözleşme imzalanmasına rağmen aboneye yeni sayaç taktırılmadığı, dolayısıyla sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmediği, 23.05.2005 tarihli zabıtta, sayacın endeksinin düşük ve de müfettişlik mühürlerinin kopuk olması nedeni ile düzenlenen zabıt ve kaçak tahakkukunun mevzuata uygun olduğu, 21.02 2006 tarihinde düzenlenen Kaçak Elektrik Tespit Tutanağındaki kayıtsız sayaç endeksinin 23.05.2005 tarihli tutanaktaki endeks değeri düşüldükten sonra bulunan değerin bir daire aylık tüketimi için makul bir değer olduğu ve de sözleşmenin imzalanmış olduğu düşünüldüğünde iki tutanak arasındaki endeks farkının normal tarife üzerinden hesaplanması gerektiği, asıl alacağa yasal faiz uygulandığı, yasal faize KDV uygulanmadığı belirtilerek, asıl alacağın 1.026,86TL, yasal faizin 244,18 TL olduğu belirtilmiştir. Kaçak elektrik tutanağı tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi hükmünde, dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahele ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketimi olarak tanımlanmıştır.Anılan bilirkişi raporunda, 23.05.2005 tarihli zabtın mevzuata uygun olduğu açıklanmış ve soyut bir şekilde tahakkuk miktarının doğru olduğu belirtilmekle yetinilmiştir. 21.02.2006 tarihli zabıt için kullanılan elektriğin ise normal tarifeden hesaplanması gerektiği belirtilmiştir. Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu denetime uygun bulunmadığı gibi, 21.02.2006 tarihli tutanak için normal tarife üzerinden hesap yapılması da doğru görülmemişir. Hal böyle olunca, davacının eyleminin yönetmelik kapsamında kaçak elektrik kullanımı olarak değerlendirilip, kaçak kullanım tarih aralığında yürürlükte bulunan tarife uyarınca kaçak kullanım miktarının ve bedelinin tespiti amacıyla, alanında uzman bilirkişiden gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, anılan yön gözetilmeden yetersiz ve denetime uygun olmayan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.