Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8932 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5914 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tarımsal sulama abonesi olduğunu, bu abonelikten dolayı davacıya 17.343,90 TL meblağlı fatura düzenlendiğini, davacının sulama alanının 22.850 m2 olduğunu, üzerinde 226 adet ağaç bulunduğunu, tahakkuk ettirilen faturanın daha önceki tüketimlere göre fahiş olduğunu, taşınmazda daha önce başka bir sayaç kullanılmakta iken elektrik panosunun yanması neticesinde 23.06.2011 tarihli sayaç değiştirme tutanağı ile yeni sayaç takıldığını, ardından da nasıl düzenlendiği nasıl hesaplandığı belli olmayan dava konusu faturanın düzenlendiğini ileri sürerek davacının elektrik tüketiminden kaynaklı olarak 1619311 tesisat abone numarasına ilişkin düzenlenmiş fatura miktarı yazılı elektrik tüketim borcunun 17.343,90 TL olmadığının ve gerçek borç miktarının tespiti talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya bakmakla Tüketici Mahkemesi'nin görevli olduğunu, tahakkuk ettirilen tüketim bedelinde yanlışlık olmadığını, aboneye ait sayacın 20.09.2010 tarihinde tutanak tutularak abone sahibinin imzası tahtında söküldüğünü ve 17.343,90 TL fatura tahakkuk ettirildiğini belirterek davnın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının söz konusu abonelikten dolayı 17.343,90 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık; tarımsal abonelik nedeniyle tüketime ilişkin tahakkuk ettirilen faturadan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, 12.06.2012 tarihli celsede davaya Tüketici Mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilmiştir.4822 sayılı kanun ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nın 3.maddesinde tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlamıştır. Aynı yasanın 23.maddesinin 1.fıkrasında ise bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılacağı hükmü yer almıştır. Bu bağlamda somut olay değerlendirildiğinde; aboneliğin tarımsal sulamaya ilişkin olduğu anlaşılmakta olup, davacının TKHK'da belirtilen “tüketici” tanımına girmediği açıktır.O halde, uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Dosyanın incelenmesinden, kararda ve duruşma tutanaklarında her ne kadar davaya bakan mahkeme olarak ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi olarak yazılı ise de, 12.06.2012 tarihli celsede mahkemece ara karar ile "Davaya Tüketici Mahkemesi Sıfatı ile bakılmasına" karar verilmiş olduğundan, artık davaya bakan ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, davayı tüketici mahkemesi sıfatı ile bakıp sonuçlandırdığının kabulü zorunludur. Hal böyle iken mahkemece; davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılması gerekirken tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.