MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı kurum vekili dilekçesinde davalı şirket hakkında tutulan 12.01.2004 tarihli tutunakta şirketin kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini,kaçak elektrik faturalarının ödenmemesi nedeniyle davalı şirket ile şirket ortağı ve aynı zamanda şirket müdür olan davalı ... hakkında icra takibi başlatıldığını belirterek itiraza uğrayan toplam 36.070,18 TL alacak yönünden itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevabında, elektriği kullananın davalı şirket olduğunu,haksız fiil hükümlerine göre haksız fiili gerçekleştiren şirketin borçtan sorumlu olması gerektiğini davalı ... hakkında açılan davanın husumetten reddini ayrıca alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; davalı...... hakkında açılan davanın husumetten reddine, diğer davalı şirket hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 49.maddesi hükmüne göre tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar. Aynı kanunun 50.maddesi hükmüne göre de organları, hukukî işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokarlar ve organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar. Bu hukuksal olguların sonucu olarak tüzel kişinin organı niteliğindeki yöneticilerin, tüzel kişi adına ve yararına işledikleri haksız fiillerden dolayı zarar gören üçüncü kişilere karşı tüzel kişi ile birlikte Borçlar Kanununun 41 ve Türk Medeni Kanunu'nun 50/3.maddesi hükmüne göre haksız fiil faili olarak sorumlu tutulmaları gerekir. Bu halde tüzel kişinin ve organlarının sorumluluğun türünün Borçlar Kanununun 51.maddesi hükmünde düzenlenen zincirleme (müteselsil) sorumluluk olacağı kuşkusuzdur.Dosya içeriğinden, davalı......'nın diğer davalı şirketin yönetici ortağı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kaçak elektrik kullandığı belirlenen davacı şirkette kaçak elektrik kullanımı nedeniyle yöneticinin de şirketle birlikte ve şirket gibi haksız fiilden, bir başka deyişle kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan zarardan müteselsil sorumluluğunun bulunduğu kabul edilerek, davalı......'nında sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken davanın husumetten reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Bundan ayrı olarak;davalı şirketin dava konusu 14.01.2004 tahakkuk tarihli ve 05.02.2004 tarihli 10.579,90 TL fatura dışında,dava konusu diğer faturaları, 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması il...ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde, taksitlendirdiği anlaşılmaktadır.Dolayısıyla taksitlendirilen alacaklar yönünden dava konusuz kalmıştır. Bu durumda mahkemece taksitlendirilen alacaklar yönünden "davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.