Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8880 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1318 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : TİRE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/04/2013NUMARASI : 2010/263-2013/201Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı Belediyenin encümen kararı ile davaya konu taşınmazı ihaleye çıkardığını, davacıların murisinin burayı satın aldığını, yere ev yapıp ağaç diktiğini, davacılara malmüdürlüğü tarafından ecrimisil ihbarı gönderildiğini, devrin yapılamayacağını öğrendiklerini, zarara uğradıklarını, taşınmazın ve muhtesatların dava tarihi itibari ile değerinin ödenmesinin gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 20.000.00 TL yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece yapılan keşfe katılan inşaat mühendisi ve ziraat teknisyeni bilirkişiler raporlarında; dava tarihi itibari ile arsanın, binanın, çevre duvarının, hayvan damının, meyve ağaçlarının toplam değerini hesaplamışlar, anılan bu rapor hükme dayanak yapılmıştır. Mahkemece, ihale ile alınan arsanın üzerine yapılan yapıların kaçak olup olmadığı, ekonomik değer taşıyıp taşımadığı araştırılmadan hüküm oluşturulmuştur.3194 sayılı İmar Kanununa göre; her türlü bina yapımı, yerel idarelerden izin alınmasına bağlıdır. Hukuk Genel Kurulunun 17.11.1999 gün ve Esas: 1999/15-653, Karar: 1999/965; 04.04.2001 gün ve Esas:2001/15-305, Karar:2001/336 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; İmar Kanunu kamu düzeni ile ilgili olup, emredici hükümler taşıdığından, mahkemelerce re'sen gözönünde bulundurulmalıdır. İmar Kanununa aykırı yapılan her türlü inşaatın yıkılması gerekeceğinden, yaratılan değerlerin hukuken korunması söz konusu olamayacağı gibi; kanuna aykırılık devam ettiği sürece, bu nitelikteki bir binadan dolayı, hangi hukuksal nedene dayalı olursa olsun, hak talebinde de bulunulamaz. Bu nedenle, somut olayda, kaçak inşaatın bulunup bulunmadığının varsa ruhsata bağlanmasının hukuken mümkün olup olmadığının da ayrıca araştırılıp, saptanması zorunludur.Nitekim, HGK 2009/15-178 E.-242 K.sayılı ve 2009/13-208 E.-230 K. sayılı ve 03/06/2009 tarihli kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir .Mahkemece; eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir .Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.