MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 17/12/2013NUMARASI : 2012/562-2013/2050Taraflar arasındaki itirazın iptali(elektrik aboneliği) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalı adına, müvekkili kurum tarafından tanzim edilmiş olan, ... no.lu elektrik tesisatı aboneliğine ait fatura borçlarının davalı tarafça ödenmediğini, iş bu faturalar ile ilgili olarak davalı hakkında İstanbul 2. İcra Müdürlüğ'nün 2008/9409 esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinin davalının haksız itirazı neticesinde durduğunu, bunun üzerine davalının itirazın iptali ile takibin devamı sağlamak amacı ile ... Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı'na yapılan başvurunun heyetçe reddedildiğini, aboneliğini sonlandırmayan davalının dava konusu faturaların kaynağı elektrik tüketiminden sorumlu olması gerektiğini belirterek; ... Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı'nın 14.03.2012 tarih ve 2012/21 esas, 2012/134 karar numaralı red kararının iptali ile yine davalı tarafından İstanbul 2. İcra Müdürlüğ'nün 2008/9409 esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline ve davalının takip miktarının %40'ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmadığı gibi, duruşmalara da katılmamış, beyanda bulunmamıştır. Davalı taraf, İstanbul 2. İcra Müdürlüğ'nün 2008/9409 esas sayılı takip dosyasına vaki itirazında ise; takip konusu alacağın 09.07.2001 ile 17.01.2002 tarihleri arasında gerçekleşen elektrik tüketimini kapsadığını, kendisinin bu tarihlerde cezaevinde hükümlü olarak bulunduğunu ve cezaevinden 01.04.2003 tarihinde tahliye olduğunu, 2001-2002 yılları arasında abonlik tesis edilen adreste başka bir kiracının oturduğunu, dolayısıyla takip konusu borçtan sorumlu olmadığını belirterek tüm borca ve ferilerine itiraz etmiştir../..Mahkemece; davalının, takip konusu elektrik faturalarının düzenlendiği tarihte ceza evinde olduğunun anlaşıldığı, bu durum karşısında elektrik hizmetinden sonraki maliklerin yararlandığı, abonman sözleşmesinin ancak taşınmaz ile birlikte anlam ifade edebileceği, davalının kullanmadığı elektrik hizmetine ilişkin faturalardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyada mevcut delillerden; davacı tarafça, 09.07.2001, 10.08.2001, 11.09.2001, 11.10.2001, 09.11.2001, 11.12.2001 ve 17.01.2002 tarihlerine ait 1.830,76 TL fatura bedelinin tahsili için İstanbul 2. İcra Müdürlüğü'nün 2008/9409 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, davalının icra takibine itiraz ettiği, bunun üzerine davacı tarafından ... Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı'na başvurularak davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptalinin istendiği, ... Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı'nın 14.03.2012 tarih ve 2012/21 E., 2012/134 K. numaralı kararı ile itirazın iptali talebinin ancak mahkemeler tarafından incelenebileceği gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamı itibariyle; davalının, 08.05.2001 tarihli sözleşme ile, ... tesisat (abone) numaralı elektrik abonesi olduğu konusunda ve davaya konu elektrik tüketim bedeline dayalı faturaların davalının aboneliğinin iptal edilmediği, abonelik sözleşmesinin halen devam ettiği döneme ait olduğu noktasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, konutta kullanılan ve takip konusu faturalara esas elektrik tüketim bedelinden davalı abonenin sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Somut olayda, davalı taraf icra takip dosyasına sunmuş olduğu itirazında, takip konusu faturaların düzenlendiği tarihler itibariyle cezaevinde olduğunu ve fatura konusu elektrik tüketiminin abonelik adresinde oturan yeni kiracı tarafından yapıldığını iddia edilmiş ise de; takip konusu faturaların 09.07.2001, 10.08.2001, 11.09.2001, 11.10.2001, 09.11.2001, 11.12.2001 ve 17.01.2002 tarihlerine ilişkin olduğu, buna karşın dosyada mevcut Silivri Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü'nden gelen yazı cevabına göre ise davalının 19.03.2000-10.04.2000 tarihleri arasında tutuklu, 01.10.2002-29.11.2002 tarihleri arasında İstanbul Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda hükümlü olarak bulunduğu, 29.11.2002 tarihinde ise Orta Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na sevk edildiği, dolayısıyla fatura tarihleri itibariyle davalının Ceza İnfaz Kurumu'nda bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yine, davalı tarafça aboneliğin tesis edildiği adreste bir başka kiracının oturduğu ve fatura konusu elektrik tüketimin bu yeni kiracı tarafından gerçekleştirdiği iddiasına yönelik olarak yargılama sırasında somut bir delil sunulmamıştır.Abonelik iptal edilmediği ve davalı abonenin abonelik kaydı devam ettiği sürece, abonelik sözleşmesi hükümleri uyarınca abone olan davalı, ödenmeyen tüketim bedellerinden (eğer mevcut ise elektriği fiilen kullanan kişi ile birlikte müştereken ve müteselsilen) sorumludur. Bu husus gözetilmeksizin mahkemece, davacının tüm talepleri açısından davanın reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesinde belirtilen, "... Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı'nın 14.03.2012 tarih ve 2012/21 e., 2012/134 k. sayılı kararının iptali" talebine ilişkin olarak verilen red kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. ./..Bununla birlikte; takip ve dava konusu elektrik faturalarının düzenlendiği dönemde, iddiasının aksine cezaevinde olmadığı ve abonelik kaydını da iptal ettirmediği anlaşılan davalının yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda fatura konusu elektrik tüketim bedellerinden sorumlu olduğu gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ve gerekçelerle yazılı şekilde davacının, İstanbul 2. İcra Müdürlüğü'nün 2008/9409 esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali talebinin de reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.