MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dilekçesinde; müvekkilinin ikamet ettiği meskende 29.12.2011 tarihinde gece yarısında elektriğin müteaddit defalar kesilip gelmesi sonrasında oluşan yüksek voltaja bağlı olarak elektronik eşyaların zarar gördüğünü, evin salonunda bulunan televizyonun yere düşerek halı ve parkelerin yanmasına ve perdelerin tutuşmasına sebep olduğunu, yangın nedeniyle evin bir kısmı ve eşyaların kullanılamaz hale geldiğini, ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/368 D.iş. Sayılı dosyası ile meydana gelen zararın ve zarar miktarının tespit edildiğini, ayrıca olay nedeniyle müvekkilinin manevi olarak da zarara uğradığını belirterek, 49,518 TL maddi, 3.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; davanın dayanağı olan tespit dosyasına itirazlarını daha evvel bildirdiklerini, davacının talebinin kabul edilemeyecek kadar yüksek olduğunu ve tek taraflı olarak yapılan tespite dayalı olduğunu, tespit bilirkişisinin hiçbir inceleme yapmadan fiyat tablosu çıkardığını, bilirkişi raporunda belirtilen elektrikli cihazlarının aynı anda çalışmasının mümkün olmadığını, şayet elektrikten bir yangın çıkmış olması halinde tüm evlerde yangın olacağını, davacının iç tesisatının yükü kaldıramadığını, davacının manevi tazminat talebinin de yasa ve usul hükümlerine aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 41.940,38 TL maddi, 2.500 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 2.maddesinde “Bu kanunun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş, yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise mal veya hizmeti, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Somut olayda, davacı ile davalı arasında elektrik tüketimine dair abonelik sözleşmesine dosya içerisinde rastlanılamamıştır. O halde, mahkemece, taraflar arasında elektrik tüketimine dair abonelik sözleşmesinin bulunup bulunmadığı araştırılarak, abonelik sözleşmesinin bulunması halinde, taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığı ve buna göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.