Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8823 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 345 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : NİĞDE AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 12/09/2014NUMARASI : 2013/197-2014/555Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesi ile; tarafların 1990 yılında evlendiklerini ve müşterek çocuklarının bulunmadığını, her ikisininde ikinci evlilikleri olduğunu, davalının emekli, davacının ise ev hanımı olduğunu, müvekkilinin davalı ile birlikte yaşarken rahatsızlandığını, Bor Devlet Hastanesinde tedavi gördüğü sırada, davalının davacının oğlunu arayarak gelip annesini almasını söylediğini, kötü gününde bakıma muhtaç hale gelen davacı ile gereği gibi ilgilenmediğini belirterek; aylık 500,00TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın yerinde olmadığını, davalının davacıyı evden göndermediğini, tarafların yaşlı ve bakıma muhtaç olduklarını, her ikisine de bakacak kişi konusunda sıkıntı yaşandığını, davacının ilk eşinden olma oğlunun muhtaç kişilere bakanlara devletin maaş verdiğini söyleyerek davacıyı alıp evine götürdüğünü, devletin davacının gelini S.. T..'a 600,00-700,00TL bakım parası verdiğini, davalının ise ilk evliliğinden olma kızı Necla'nın yanına sığındığını, tüm ihtiyaçlarını kızının karşıladığını, ayrı yaşama halinin davalının kusurundan kaynaklanmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davacının kendi isteği ile oğlunun evinde kaldığı, iki yıldır oğlu ile yaşadığı, davacıya gelinin baktığı ve 700,00 TL bakım ücreti aldığı, her iki tarafın da bakıma muhtaç olduğu, davalının davacı ile birlikte yaşamaktan kaçınmadığı, davacının oğlu ile birlikte yaşamayı seçmesi nedeni ile TMK.nun l97 maddesindeki yasal koşulların oluşmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir../..4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır.Somut olayda, davacı (kadın), ayrı yaşamada haklı olduğu iddiasıyla , tedbir nafakası istemektedir.Dinlenen tanık anlatımlarından, davacı tanığı olan oğlu Ertuğrul'un, annesinin hastalandığı haber verilince hastaneye gittiğini, üç gün boyunca davalının arayıp sormadığını, konuşmak için davalının evine gittiğinde, kendisinin de yaşlı olduğunu, davacıya bakacak durumu olmadığını söylediğini, bakıcı tutulmasını teklif ettiğini ancak davalının çocuklarının kabul etmediklerini, bunun üzerine annesini alarak evine götürdüğünü, devamında yasal hakkı olan bakım parasını almak için başvuruda bulunduğunu, annesinin felçli olduğunu ve yürüyemediğini, 1,5 yıldır evlerinde kaldığını, bu süreçte davalının maddi olarak da yardımda bulunmadığını ifade ettiği görülmüştür. Diğer davacı ve davalı tanıklarının ise tarafların yaşlı ve bakıma muhtaç olduklarını, davacı rahatsızlandıktan sonra oğlu Ertuğrul'un evine götürüldüğünü beyan etmişlerdir. Davalının davacıya bakamayacağını söyleyip söylemediği hususunda bilgi sahibi olmadıkları , davacının oğlunun annemi götüreceğim dediğini beyan etmelerine karşın bunu davalıdan duydukları, görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yapılan ekonomik sosyal durum araştırmalarına göre davacı ev hanımıdır. Davalı ise emekli olup 1,000,00 TL maaş almaktadır.Somut olayda; davacı kadının hasta ve bakıma muhtaç olduğu, davalının hasta olan eşi ile ilgilenip, arayıp sormadığı, tarafların müşterek oğlu Ertuğrul'un annesi ile ilgilendiği, böylece davanın tedbir nafakası isteminde haklı olduğu gözetilerek; davacının geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde, davacının kendi isteği ile oğlu ile yaşadığından bahisle, davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.