Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8814 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14828 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KIRKAĞAÇ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/04/2014NUMARASI : 2012/321-2014/88Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine; birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDava; davalı(birleşen dava davacısı) tarafından açılan sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasında, karşı dava olarak açılmıştır. Davalının (birleşen dava davacısı) açtığı dava önce tefrik edilip, zaman aşımından dolayı red kararı verilmiştir. İlgili kararın Yargıtay'ca bozulması üzerine de birleştirme kararı verilerek yargılamaya devam olunmuştur.Asıl dava davacısı dilekçesi ile ; davalı (birleşen dava davacısı) ile aralarında 07.08.2007 tarihinde ... plakalı aracın 42.000,00 TL bedelle satışı için harici satış sözleşmesi yapıldığını,borcun 12.000,00 TL'sinin parça parça ödediğini, kalan 30.000,00 TL ödemenin yapılmadığını, en son 09.10.2007 tarihinde 1.300,00 TL para gönderildiğini, aracı 01.12.2009 tarihinde geri aldığını, o tarihte davalı ( birleşen dava davacısı) geri kalan bedeli ödeyemeyeceğini beyan ettiğinden satıştan vazgeçildiğini, 12.000,00 TL'nin aracın 2 yıl 3 ay 20 gün boyunca kullanması nedeni ile kira bedeli olarak kalacağı hususunda da anlaştıklarını, ruhsat sahibi göründüğü için aracın trafik cezalarını ve ödenmeyen araç vergilerini ödemek zorunda kaldığını, yine araç satış sözleşmesinde, borcun ödenmediği veya satıştan vazgeçildiği takdirde davalının (birleşen dava davacısı) aracı kullandığı süre boyunca günde günlük 50,00 TL kira bedeli ödeyeceğinin kararlaştırıldığını belirtilerek, araç kira bedeli olan 42,000,00 TL ile ödenen vergi ve cezalar 1.450,77 TL olmak üzere toplam 43.450,77 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen dava davacısı dilekçesi ile; ... plakalı aracı davacıdan (birleşen dava davalısı) 42.000,00 TL bedelle satın aldığını, 12.000,00 TL'yi peşin geri kalan bedeli 1.800,00 TL ve 2.000,00'er TL'lik taksitler halinde ödediğini, borcunun kalmadığını; ancak, üzerinde ipotek olduğu için aracın kaydını alamadığını; aracının kardeşi tarafından çalındığını, karakola başvurduğunu, bulunan aracın ruhsat sahibi olduğundan davacıya (birleşen dava davalısı) teslim edildiğini, teslimden sonra aracın geri verilmediğini ifade ederek; ödediği 12.000,00 TL ve bankadan ödediği tespit olunacak kredi borcu taksitlerinin davacıdan alınarak tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir../..Mahkemece; asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 12.000,00 TL'nin birleşen dava davalısından tahsili ile birleşen dava davacısına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.Asıl dava yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 20/d maddesine göre, trafiğe kayıtlı araçların satış ve devrine ilişkin sözleşmelerin geçerli olabilmesi için, noterce re'sen düzenleme biçiminde yapılması zorunludur. Bu şekil şartı geçerlilik şartı olup, bu şekle uygun yapılmayan sözleşmeler baştan itibaren geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler ise taraflar için hak ve borç doğurmazlar. Taraflar sadece ve ancak birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak geri isteyebilirler.Somut olayda taraflar arasındaki araç satışı, noter dışında yapıldığından 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d.maddesi uyarınca geçersizdir. Geçersiz satışlarda herkes aldığını aynen iade etmekle yükümlüdür. Ancak cezaların şahsiliği prensibi gereği aracın davalının (birleşen dava davacısı) zilyetliği altında iken gerçekleşen trafik suçları nedeniyle verilen trafik cezalarından davalının sorumlu olacağı açıktır. Bu itibarla trafik cezaları yönünden sunulan deliller bu kapsam dahilinde değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile asıl davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Birleşen dava yönünden temyiz itirazının incelenmesinde ise;Davalı (birleşen dava davacısı) , 12.000,00 TL peşin ödeme yaptığını, kalan bedelleri 1.800,00 TL ve 2.000,00 TL'lik taksitlerle ödediğini iddia etmiştir. Dava dilekçesinin ekine davacı (birleşen dava davalısı) adına havale yapıldığını gösteren 20.09.2007 tarihli 2.020,00 TL tutarlı ve 10.10.2007 tarihli, 1.300,00 TL tutarlı iki banka dekontu ibraz etmiş, diğer ödemelerin mahkemece araştırılarak tespitini talep etmiştir. Davacı (birleşen dava davalısı) 12.000,00 TL ödeme yapıldığını kabul etmiş, bu paranın parça parça ödendiğini, en son ödemenin 09.10.2007 tarihinde, 1.300,00 TL olarak yapıldığını beyan etmiştir.Davalı (birleşen dava davacısı) yargılama sırasında 09.02.2009, 09.03.2009, 09.04.2009, 09.05.2009 ve 09.06.2009 tarihlerinde davacı (birleşen dava davalısı) adına ödeme yapıldığını gösterir toplam 6.559,63 TL lik 5 adet banka dekontunu dosyaya sunmuş olup, dekontların tarihlerinin davacının (birleşen dava davalısı) son ödemenin yapıldığını iddia ettiği 09.10.2007 tarihinden daha sonra olduğu anlaşılmaktadır. Bu ödemelerin dava konusu harici satış sözleşmesine istinaden olmadığını ispat yükü davacıya( birleşen dava davalısı) aittir. Davacı (birleşen dava davalısı) ödemelerin başka bir borç ilişkisine ait olduğunu ispatlayamadığı gibi, bu yönde de bir savunmada da bulunmamıştır. Mahkemece 09.10.2007 tarihinden sonra yapılan ödemeler yönünden de kabul kararı verilmesi gerekirken, bu alacak kalemlerine ilişkin red kararı verilmesi doğru görülmemiş , açıklanan tüm bu nedenler bozmayı gerektirmiştir../...SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.