Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8767 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16536 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : UŞAK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/06/2014NUMARASI : 2011/335-2014/338Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde, maliki olduğu ... plakalı aracın 80.000 km. bakımı için davalı şirkete gidildiğini, 01.12.2010 tarihli irsaliyedeki uygulamalar yapılmışsa da aracın çalışmaması neticesinde tekrar aracın servise götürüldüğünü, aracın motorunda, enjektöründe, pompasında ölçüm yapıldığını ve bir sorun olmadığının bildirildiğini, ancak arızanın devam etmesi nedeniyle motorun sökülerek rektefe yapılması gerektiğinin bildirildiğini, araca bu uygulamanın da yapıldığını, davalı servis çalışanlarınca arızanın kullanılan akaryakıttan kaynaklandığının söylenildiğini, davalıdan arızanın sebebine ilişkin yazılı belge istediğini, bu talebe olumsuz cevap verildiğini, yine uygulamaya dair irsaliye ve faturalar arasında çelişki bulunduğunu, iki kez motor yağı değiştirildiği halde faturada bir kez gösterildiğini,yine motor koruyucunun faturada belirtilmediğini, bu haliyle davalı servisin hatalı bakım yaptığını ve mağduriyetine neden olduğunu, davalının 31.12.2010 tarihli irsaliyesinin 5.471,39 TL olup, aynı tarihli uygulamaya dair listenin ise 5.961,30 TL olduğunu,davalıya iş nedeniyle bakiye 2.828,36 TL'lik 31.12.2010 tanzim ve 05.02.2011 vadeli 1.418,36 TL'lik 05.03.2011 vadeli iki kıta bono verildiğini, mağduriyeti giderilmediği gibi hakkında Uşak 4.İcra Müdürlüğü'nün 2011/3805 Esaslı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve ilgili takip bedelinin tahsil edildiğini, davalının ağır kusurundan doğan ve borcu olmadığı halde ödemek durumunda kaldığı bedelin faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde,davacıya ait araca 80.000 km. periyodik bakımın üretici firmanın belirttiği talimatlar doğrultusunda yapıldığını,davacının iddia ettiği gibi fatura ve irsaliyeler arasında çelişki olmadığını,araca yapılan tüm işlemlere ilişkin davacıya bilgi verildiğini,davalı servis tarafından davacıya fazladan fatura edilen bir işlem ya da ürün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini ve %40'tan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir../..Mahkemece,alınan bilirkişi raporuna göre olayda davalı servisin davaya konu araca uyguladığı yanlış ve kusurlu servis uygulaması sonucu 5.471,39 TL'lik faturaya konu işlemlerin yapılmasına neden olduğu,davacının davalı şirketin kusurları ile meydana gelen giderlerden borçlu bulunmadığından bahisle davanın kısmen kabulü ile, davacının Uşak 4.İcra Müdürlüğü'nün 2011/3805 E. ve 2011/7472 E.lı takip dosyaları ve bu takiplere konu senetlerden dolayı davalıya borçlu bulunmadığının tespiti ile bu takiplerden dolayı davalıya ödenmiş olan 7.251 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, B.K.'nun 355. vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.Eser sözleşmesinde, işin uzmanı sayılan yüklenici, yapımını yüklendiği işi, özen borcu gereği olarak fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine, kendisine duyulan güvene ve beklenen amaca uygun şekilde yapmakla ödevlidir.Eser sözleşmesini diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran önemli özelliklerinden birisi sonuç sorumluluğu, yani tarafların iradeleri doğrultusunda yüklenici tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdüdür. Zira; eser sözleşmesinde bir eserin yaratılıp teslim edilmesi borcu altına girilmektedir. Bu borcun altına giren taraf yani yüklenici, işin mahiyeti gereği işi sadakat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapması ve ona zarar verecek her türlü eylemden kaçınmasıdır.Eserin, sözleşmede kararlaştırılan niteliklerine, ya da iş sahibinin beklediği amaca uygun olmaması veya lüzumlu bazı vasıflardan bir ya da bir kaçının bulunmaması halinde ayıplı ifa edildiğinin kabulü gerekir.Ayıp, bir malda ya da eserde, sözleşme ve yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Başka bir anlatımla ayıp, eşyanın normal niteliklerden ayrılmasıdır. Kural olarak eser sözleşmelerinde ayıbın varlığı her türlü delille kanıtlanabilir.BK'nın 355. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise iş sahibine düşer. Davacının genel kurallar içinde davalıya ait aracı tamir ettiğini kanıtlaması gerekir. Somut olayda, davacı davalı servise aracının 80.000 km. bakımını yaptırdığını,kısa bir süre sonra araçta arıza meydana geldiğini, bu arızanın giderilmesi için tekrar bazı tamiratlar yapıldığını, ancak arızanın giderilmediğini belirterek yükleniciye ödemiş olduğu bedelin iadesini talep etmektedir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının yapmış olduğu 80.000 km. bakımının usulüne uygun olup olmadığı,davacının şikayeti üzerine yapılan ikinci tamiratın gerekli olup olmadığı hususunda bir açıklık bulunmamaktadır. Hükme esas alınan rapor; taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözecek nitelikte somut ve bilimsel veriler içermemekte; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde gerekçe ihtiva etmemektedir. Uyuşmazlığın çözümü için raporda; belirtilen hususun kesin şekilde tespiti gerekir. Mahkemece bu konularda yeniden bilirkişi raporu alınarak hüküm kurulması yerine eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru görülmemiştir../..SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.