Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8764 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22129 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : MERSİN 6. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 14/10/2014NUMARASI : 2013/580-2014/623Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili; davalının başka bir kadınla nişanlı olduğunu, davacıya şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini ileri sürerek,davacı için aylık 400 TL, müşterek 6 çocuğun herbiri için ayrı ayrı 150'şer TL olmak üzere toplamda 1.300 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiş, duruşmada ise aylık 500-600 TL den fazla nafaka ödeyemeyeceğini belirtmiştir.Mahkemece; davacı için 100 TL, müşterek çocukların herbiri için 75'şer TL olmak üzere toplamda 700 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından takdir edilen nafakanın az olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir. Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış, tedbir nafakası talebine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 197.maddesine göre; ayrı yaşamakta hakkı olan eş, diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar (TMK.madde 186/son). Buna göre evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır.Bu bağlamda; tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eş ve çocuklarına sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, hakim; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir../..Somut olayda; davacının ev hanımı olduğu, kendine ait evde 6 çocuğu ile yaşadığı, sabit işi ve gelirinin olmadığı, kira geliri ile geçimini sağladığı, yıllık kira gelirinin 5.600 TL olduğu, imam olan davalının ise aylık gelirinin 2.416 TL olduğu, aylık 350 TL kira ödediği, hisseli bir evinin olduğu anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı eş ve müşterek çocukların ihtiyaçları, gözönünde bulundurularak, TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi gereğince eş ve müşterek çocuklar için daha yüksek oranda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.