Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8738 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14533 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : AKŞEHİR 1. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 13/05/2014NUMARASI : 2013/152-2014/251Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkiline ait, 8 adet 22 ayar ve her biri 25 gr olan bileziklerin, 1 adet beşibirlik altının ve 17 adet çeyrek altının davalıda kaldığını ileri sürerek; ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise, bedeli olan 23.620,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde, davacının, evden giderken ziynet eşyalarını da yanında götürdüğünü belirterek; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; Davanın kısmen kabulü ile, dava konusu 11 adet çeyrek altın, 2 adet Ata altını, 1 adet bilezik, 8 adet 22 ayar bilezik toplam değeri 15.937,00 TL'nin dava tarihi olan 14.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, 6100 sayılı HMK. nun 26.maddesinin 1. fıkrasında; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü yer almaktadır.Yasanın bu açık hükmünden de anlaşılacağı üzere; hâkim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başkasına hükmedemez.Somut olayda; davacıya ait ziynetlerin, davalı tarafından bozdurularak araba alındığı dosya kapsamı ile sabittir. Yargılama sırasında incelenen düğün CD görüntülerine göre; tespit edilen ziynetler, 11 adet çeyrek altın, 2 adet 100'lük altın, 1 adet 22 ayar 15 gr civarında hediyelik bilezik, 8 adet 22 ayar ikili burgu bilezik olup, dava tarihi itibariyle bu ziynet eşyalarının toplam değeri 15.937,00 TL dir../..Mahkemece, davacı tarafından talep edilmemesine rağmen, 2 adet ata altını, 1 adet bileziğe hükmedilmiştir. Davacının talep etmiş olduğu 1 adet beşibirlik altının içeriğinin ne olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bilirkişi dinlenerek 1 adet beşibirlik altının içinde hangi altınların bulunduğu tespit edilmeli, eğer beşibirlik altının içerisinde ata altını da var ise, o zaman davacı lehine bu yönde hüküm kurulmalıdır. Ayrıca, davacı vekili dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, ziynet eşyaların bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ziynet eşyaları nitelikleri gereği piyasadan aynen temini mümkün olan yani misli eşya olduklarından aynen iadesi her zaman mümkün olabilecek türden eşyalardır. Bu nedenle mahkemece talep olmasına rağmen aynen iadeye hükmedilmeksizin sadece bedele hükmedilmesi de doğru değildir. Mahkemece ziynet eşyalarının aynen iadesine (ayar, adet ve gramları ile birlikte hükümde tek tek belirtilerek) olmadığı takdirde bilirkişi tarafından belirlenen miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, sadece bedele ilişkin hüküm kurularak davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılmasının (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilerek ve ayrıca HUMK 388 ve HMK 297 maddesine aykırı infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.Yukarıda izah edilen nedenlerle, eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu hususlar bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.