MAHKEMESİ : MARMARİS 3. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 12/03/2014 (EK KARAR TARİHİ 22.04.2014)NUMARASI : 2013/661-2014/115Taraflar arasındaki tüketicinin açtığı abonelik sözleşmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... mah. 287 ada 315 parselde bulunan taşınmazın maliki olduğunu, taşınmaza su aboneliği yapılması için davalı taraf ile su ve katı atık yönetim sistemi abonelik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye rağmen su bağlantılarının yapılmadığını ve sayaçların takılmadığını belirterek, dayanılan sözleşmeler uyarınca gerekli tesisat işlemlerinini yapılmasını ve sayaçların takılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafın talebinin başvurudaki eksiklikler nedeniyle karşılanmadığını, talebe eklenen iskan ruhsatı ile dask poliçesinin davacının abonelik istediği taşınmazda uyumluluk göstermediğini, aradaki sözleşmenin 8. Maddesi uyarınca, sayacın abone tarafından temin edilmesinin kararlaştırıldığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, İltihaki sözleşmelerde sözleşme yapmaya yönelik talep üzerine sözleşmenin diğer tarafının şartlar oluştuğunda sözleşme yapmaktan kaçınma imkanı bulunmadığı, bununla birlikte, sözleşmenin tarafı olmayı talep eden kişinin sözleşme genel şartlarıyla belirlenen şartların taşımaları gerektiği yani alt yapı hizmet birliği olan davalının, şartları taşıyan herkesle abonelik sözleşmesi yapmak durumunda olduğunu, davanın bu çerçevede incelendiğinde, davacının talebinin yerinde olmadığının değerlendirildiği, dosya içeriğinden, davacı tarafın, talep ile aslında sözleşme yapılan yeni taşınmaza ait olmayan yapı kullanma izin belgesini ve başka bir taşınmaza ait olan sigorta poliçesini sunduğu, bu durumda, eksikliğin giderilmesinin talep edilmesinde hukuka aykırı bir yan olmadığı, su saatlerininde zaten aradaki sözleşme uyarınca tüketici tarafından temin edileceği, bu nedenle davacının talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine kesin olarak karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine ek karar ile hükmün miktar itibari ile kesin olarak verildiği gerekçesi ile davacı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından ek karar süresinde temyiz edilmiştir. ./..Davacı taraf abonelik sözleşmesi uyarınca sayaçlarının takılmasını ve fiilen birliğin sunduğu hizmetlerin kendisine ulaştırılmasını talep etmektedir. Davalı taraf ise; davacının talebinde eksiklikler bulunması nedeniyle isteğinin yerine getirilmediğini savunmaktadır. Bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlık muarazanın giderilmesine yönelik olup belirli bir miktara ilişkin değildir. Bu nedenle kararın kesin olduğundan bahisle temyiz dilekçesinin reddine dair mahkemece verilen 22.04.2014 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesinin incelemesine geçildi:Somut olayda mahkemece davacı tarafın, talep ile aslında sözleşme yapılan yeni taşınmaza ait olmayan yapı kullanma izin belgesini ve başka bir taşınmaza ait olan sigorta poliçesini sunduğu, bu durumda, eksikliğin giderilmesinin talep edilmesinde hukuka aykırı bir yan olmadığı, su saatlerininde zaten aradaki sözleşme uyarınca tüketici tarafından temin edileceği gerekçesiile davanın reddine karar verilmiş ise de dava dilekçesi ekinde sunulan yapı kullanma izin belgesi 1975 yılına aittir. Davacı taraf ifraz ve cins değişikliği sonucu taşınmazın ada ve parsel numaralarının değiştiğini, yapı kullanma izin belgesinin dava konusu taşınmaz için verildiğini iddia etmiş, konunun açıklığa kavuşturulması için taşınmazın tüm geldi ve gittisi ile birlikte tapu kayıtlarının istenmesi talep edilmiştir. Mahkemece bu husus açıklığa kavuşturulmadan eksik inceleme ile karar verilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece Tapu Müdürlüğünden taşınmazın tüm geldi ve gittisi ile birlikte tapu kayıtlarının celbi ile kök parselin revizyon görüp görmediği araştırılarak dava dosyasında bulunan yapı kullanma izin belgesinin ve ayrıca sigorta poliçesinin dava konusu taşınmaza ait olup olmadığı tespit edilip, taraflar arasında yapılan sözleşme hükümleri dikkate alınarak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.