MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 28/11/2013NUMARASI : 2011/270-2013/278Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında abonelik sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin 21/01/2011 tarihli ... nolu, 9.013,43 TL tutarlı fatura bedelini ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibine başlandığını, davalı şirketin haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacı şirket ile sözleşme yapılarak 23 adet kurumsal telefon hattı alındığını, ancak kullanıcılar ile sağlıklı bir şekilde iletişim kurulamadığını, bu problemin iş yoğunluğu içerisinde ciddi sıkıntılara yol açtığını, aynı bölgede farklı GSM operatörlerini kullananların bir problem yaşamadıklarını, sorunun davacı şirketin teknik yetersizliğinden kaynaklandığını, bu nedenle sözleşmeyi haklı nedenle feshettiklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile, itirazın kısmen iptaline, takibin 9.013,43 TL asıl alacak ve 498,90 TL işlemiş faiz üzerinden devamına karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir../..HMK 266. hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Somut olaya gelince; mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan hukukçu ve mali müşavir tarafından düzenlenin bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Rapor düzenleyen bilirkişilerin telefon aboneliğinden kaynaklanan dava konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Davacı tarafın talep edebileceği dava konusu bedelin, dava konusunda uzman bilirkişi tarafından denetime elverişli bir şekilde hesaplanması gerekmektedir.Hal böyle olunca, mahkemece dava dosyasının telefon aboneliğinden kaynaklanan dava konusunda uzman olan mühendislerin de aralarında bulunduğu üç kişilik bilirkişi heyetine verilmesi, telefon hatlarının çekmediği yönündeki iddianın da araştırılarak, denetime elverişli rapor düzenletilmesi, hasıl olacak sonuca göre haklı fesih şartlarının oluşup oluşmadığının belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişilerden alınan yetersiz rapor doğrultusunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.