Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8636 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14110 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/01/2013NUMARASI : 2011/533-2013/31Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davalı İl Özel İdaresinin mülkiyetinde bulunan Modern Çarşı binasının 24.12.2003 tarihinde çıkan yangın sonucu yanarak ağır hasara uğradığını, yangınla çarşı içerisinde bulunan dükkanlardaki demirbaş, tefrişat malzemeleri ve ticari malların yandığını, yanmayan malların da ticari vasfını yitirdiğini, binanın mevcut haliyle kullanılamaz duruma geldiğini, çarşının yönetimi ve denetiminin bina sahibi sıfatıyla Ankara İl Özel İdaresi'ne ait olduğunu, müvekkilinin çarşı içinde bulunan 2/D numaralı bağımsız bölümü davalıdan kiraladığını, yangın tarihine kadar bu yeri kullandığını, yangın nedeniyle müvekkilinin iş yerindeki malların tamamının yandığını belirterek; yanan malların bedeline ilişkin olarak 4.500,00 TL'nin yangın tarihi olan 24.12.2003 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, yangının dava dışı 3. kişinin eylemiyle çıktığını, müvekkili yönünden illiyet bağının kesildiğini, yangının çıkmasında müvekkiline yüklenebilecek bir kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.Mahkemece; taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğu, kira ilişkisinden doğan davalara bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu, görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her safhasında kendiliğinden nazara alınması gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, talep halinde dosyanın görevli Ankara Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; davalının mülkiyetinde bulunan binada çıkan yangın sonucu uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davanın BK.58 (TBK m. 69.) maddesi gereğince bina malikinin kusursuz sorumluluğuna dayalı olarak açıldığı anlaşılmıştır. ./..Temyize konu uyuşmazlık; davaya bakmaya görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu noktasında toplanmaktadır. Borçlar Yasası'nın 58. maddesi gereğince, bir bina veya imal olunan her hangi bir şeyin maliki şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurundan dolayı sorumludur. Yapı eserinin maliki, bunların hiç kimse ve hiçbir şey için tehlike taşımayacak şekilde yapılmasını ve işlemesini garanti etmekle yükümlüdür. Bu nedenle, bir yapı eserinde herhangi bir yapım bozukluğu olmasa bile, ek güvenlik ve koruma tertibatının bulunmaması yine de bir bakıma eksikliği sayılır. Yapı sahibinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamaktadır. Bu sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan "ağırlaştırılmış" bir kusursuz sorumluluk halidir. HMK'nın 4. maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalara bakmakla görevlidir.Oysa ki somut olayda davacı, davalı aleyhine kiralayan olması nedeniyle değil, bina maliki olması sebebiyle eldeki davayı açmış ve haksız fiil hükümlerine dayanmıştır. Bu bağlamda, davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Hal böyle olunca mahkemece; tarafların tüm delilleri değerlendirilerek işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.