Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8606 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14331 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/11/2013NUMARASI : 2012/547-2013/630Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin (...), dava dışı ... Turizm ve Taşımacılık A.Ş ye 08/04/2010 ila 09/06/2010 tarihleri arası için 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu'nun 16. maddesi gereğince mahkeme kararına istinaden 10.744,45 TL ödeme yaptığını, bu ödeme nedeniyle müvekkilinin oluşan gelir kaybının Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından karşılandığını, ancak Hazine Müsteşarlığının 15/4/2004 tarih ve 28727 sayılı yazısında, 02/04/2002 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile TEDAŞ ve bağlı ortaklarının özelleştirme programına alınmış olması ve 233 sayılı KHK kapsamında bulunması nedeniyle 02/04/2004 tarihinden sonraki uygulamalara yönelik olarak TEDAŞ ve bağlı ortaklarına indirimli tarife uygulanmasından dolayı oluşan gelir kaybı nedeniyle Müsteşarlık bütçesinden herhangi bir ödeme yapılmayacağının bildirildiğini, bu nedenle müvekkilinin gelir kaybının ödenmediğini, bunun üzerine dava dışı şirkete uygulanan indirimli tarifeye son verildiğini ve normal tarife üzerinden elektrik satışının yapıldığını, dava dışı şirketin yapılan bu uygulama nedeniyle Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/272 Esas sayılı dosyasıyla indirimli tarife uygulanmadığından bahisle fazla ödenen elektrik parasının iadesi için dava açtığını, yapılan yargılama sonucunda mahkemece 10.744,45 TL'nin avans faizi ile birlikte müvekkilinden alınıp dava dışı şirkete ödenmesine karar verildiğini, Beyoğlu 1. İcra Müdürlüğünün 2010/46118 E.sayılı dosyasıyla dava dışı şirkete toplam 17.137,78 TL ödeme yapıldığını, Turizm Belgeli Yatırım ve İşletmelere Elektrik Enerjisi Desteği Hakkında Karar başlıklı Bakanlar Kurulunun 2010/478 kararı ile müvekkilinin oluşan bu zararından davalının sorumlu olduğunu, bu nedenle 17.878,93 TL'nin davalıdan ödeme tarihinden itibaren değişken oranlı avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. ./..Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın (1) yıllık hak düşürücü sürede açılmadığından zamanaşımına uğradığını, Hazine Müsteşarlığı aleyhine açılan davada dava dışı firmanın 2006/10921 sayılı kararname kapsamında kuruma başvuruda bulunmadan doğrudan ... aleyhine dava açtığını, müvekkili dışında ortaya çıkan ve müvekkilinin görev yetki alanı dışındaki iş ve işlemler nedeniyle müvekkili aleyhine dava açılmasının hukuksal bir dayanağının bulunmadığını, dava konusu işlemin yürürlükte bulunan herhangi bir kanun veya KHK maddesine aykırılık teşkil etmediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan rücuen tazminat davası olduğu, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davalıdan toplam 17.137,87 TL talep edebileceği bu nedenle davanın kabulü ile 17.137,87 TL’nin ödenme tarihi olan 19/11/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.Uyuşmazlık; davalı bakanlığın, davacı elektrik dağıtım şirketinin üçüncü kişi olan şirkete mahkeme kararıyla ödediği 10.744,45 TL ile hüküm altına alınan faizden mi yoksa alacağın (borcun) icra yoluyla ödenmesi nedeniyle icra ve diğer masraflarla birlikte hesap edilen ve hüküm altına alınan 17.137,87 TL den mi sorumlu olduğu, ayrıca temerrüt faizinin hangi tarihten itibaren isteneceği noktalarında toplanmaktadır. Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/11/2010 tarih, 2010/272-445 Esas, Karar sayılı ilâmı ile hüküm altına alınan ve Yargıtay temyiz incelemesinden de geçerek kesinleşen 10.744,45 TL’nin ile mahkemece hüküm altına alınan faizin (zamanında ödenmeyerek) icra yoluyla ödenmesi ve dolaysıyla ödenecek miktarın artmasında davalı bakanlığın herhangi bir kusuru yoktur. Bu nedenle (Beyoğlu 2. Asliye Ticaret) mahkemece hüküm altına alınan 10.644,45 TL ve bu mahkeme kararının kesinleşmesine kadar olan ve (aynı mahkemece) hüküm altına alınan faizi aşan miktar açısından davalı bakanlığın bir sorumluluğu yoktur. Ayrıca davalının temerrüde düşürülüp düşürülmediği araştırılmamıştır. Temerrüt varsa temerrüt tarihinden yoksa dava tarihinden itibaren faiz yürütülebileceği nazara alınmadan ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.O hâlde; mahkemece, yapılacak iş, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda alacak miktarının bilirkişiden alınacak ek raporla belirlenerek karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir../..SONUÇ: Bu itibarla; yukarıda açıklanan ilke ve esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davalının belirtilen yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.