MAHKEMESİ : FETHİYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/01/2014NUMARASI : 2012/403-2014/43Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalılardan (G.. D.. ve S.. H..) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, davalıların murisinden haricen satın aldığı taşınmazın tapuda devredilmediğini, zaruri ve faydalı masraflar yaptığını, tapunun devredilmediğini ileri sürerek, satış bedeli ve taşınmaza yaptığı ev ve müştemilatın bedelinin tahsilini talep etmiştir.Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece kısa kararda; “Davanın kısmen kabulü ile 58.754.23 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,”gerekçeli kararda ise, "Davanın kısmen kabulü ile 58.704,23 TL'nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine" şeklinde hüküm kurulduktan sonra tavzihle; “163.440 TL'nin mahkeme veznesine depo edildiğinde dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evin, tapu kaydının beyanla hanesine davacı adına verilen şerhin silinerek söz konusu evin davalılar adına beyanlar hanesine şerh verilerek tesciline” ibaresi eklenmiştir.Bu haliyle kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı gibi tavzihle HMK 305/2 fıkrasına aykırı olacak şekilde yukarıdaki ibare eklenmiş ve esasen HMK'nın 306. maddesinde düzenlenen tavzih usulüne uyulmaksızın karar verilmiştir. ./..10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır.Anılan içtihadı birleştirme kararı gereğince, kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya münderecatına göre mahkemece bu hususlar gözönünde tutularak vicdani kanaate göre karar verilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 14.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.