Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 860 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23766 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :ASLİYE ... MAHKEMESİDava dilekçesinde ....000 TL alacağın yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacı ile davalı arasında "iş yeri protokol ve iş yeri sözleşmesi" imzalandığını, bu sözleşme gereğince davalının yapacağı binadaki zemin kat dükkanın davacı tarafından satın alınıp, bedelinin de taksitler halinde ödeneceğini, davacının 28.....2009 tarihinde ....000 TL peşin ödemede bulunduğunu sonra da sözleşmeden dönerek bu durumu da 07.....2009 tarihli ihtarnameyle davalıya bildirdiğini ödediği peşinatın iadesinin istendiğini, ancak geri ödeme yapılmadığını beyan ederek ....000 TL alacağın yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline talep ve dava etmiştir.Davalı savunmasında, davacının kendisine ....000 TL. ödeme yaptığını, ancak ödenen bedelin kapora niteliğinde olup, BK.’nun 156/... maddesi gereğince iadesinin mümkün bulunmadığını beyan etmiştir. Mahkemece, alıcının tek taraflı vazgeçmesi halinde o ana kadar ödemiş olduğu parayı isteyip isteyemeyeceği, isteyebilecek ise ne zaman ve ne kadar isteyebileceği açıkça düzenlenmemiş olup, sözleşmenin diğer şartlar bölümünün benzer hükümlerinden hareketle sonuca ulaşmak gerektiği, davacı-alıcının taksitleri zamanında ödememesi halinde uygulanması öngörülen sözleşmenin diğer şartlarının d bendi sözleşmeden tek taraflı feragat halinde de uygulanabilir nitelikte olduğu, ancak alıcının tek taraflı feragat iradesini açıkladığı için davalı-satıcının ihtar yükümlülüklerini yerine getirmesinin beklenmemesi gerektiği, kaldı ki davalı-satıcı tarafından davacı-alıcıya ihtarnamenin gönderildiği, bu haliyle davacı-alıcının diğer şartların d bendi gereğince ödemiş olduğu parayı kendi adına yapılan masraflar düşüldükten sonra inşaat tamamlanarak diğer maliklere teslim tarihine kadar almayacağını ve hukuki haklarını kullanmayacağını kabul etmiş sayılması gerektiği, davacı-alıcının sözleşmeden sebepsiz olarak cayması üzerine ödediği tüm parayı hemen isteyebileceğini kabul etmenin taraflar arasındaki sözleşmenin içeriği ve hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğu, bu nedenlerle de, davacının ödediği paranın iade zamanının henüz gelmediği ve istenebilirlik şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, gayrimenkul alım satımı nedeniyle satış bedeline mahsuben verilen peşinatın satışın gerçekleşmemesi nedeniyle istirdatı talebine ilişkindir. Türk Borçlar Kanununun 213.maddesine göre "Gayrimenkul satımının muteber olabilmesi için resmi senede zaptedilmesi şarttır. Bu sözleşme zaptedilmedikçe muteber sayılmaz." TMK.'nun 706.maddesi gereğince de; "Taşınmazın mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmenin geçerli olması resmi şekilde düzenlenmiş olmasına bağlıdır". Belirtilen kanun maddelerine göre, resmi şekilde yapılmayan satış sözleşmeleri geçerli olmadığından bu sözleşmeler gereği verilenler sebepsiz zenginleşme kurallarına göre iade edilmesi gerekecektir. Davacı alıcı, davalı satıcıya gönderdiği ihtarname ile de, akitten döndüğünü ve ödediği peşinatın iadesini talep ettiğini bildirmiştir.Taraflar, serbest iradeleri ile yaptıkları sözleşme ile bağlıdırlar. Aralarındaki adi yazılı gayrimenkul satış sözleşmesinde "peşinat" adı altında ödenen bedelin ileride satışın gerçekleşmesi halinde satış bedeline mahsuben ödendiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Resmi satış işleminin gerçekleşmediği bu nedenle de davalının aldığı tutarı geri vermekle yükümlü bulunduğu açık ve çekişmesizdir. Öyle ise, mahkemece; taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince tarafların akitten dönme haklarının bulunduğu gözetilerek, davacının da, fesih iradesini karşı tarafa bildirdiğinin anlaşılması karşısında, akdin feshedilmiş olduğu kabul edilerek, herkesin aldığını iade edeceği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ....01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.