Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8585 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 844 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : AYDIN 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 02/10/2014NUMARASI : 2013/496-2014/584Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; tarafların 20.07.2000 tarihinde evlendiklerini, müşterek iki çocukları olduğunu, davalının yaklaşık iki ay kadar önce başka bir kadınla yaşamaya başladığını ve davacıyı evden kovduğunu, o günden beri davacıyı arayıp sormadığını, davacının da maddi desteğe ihtiyacı olduğunu iddia ederek, müşterek çocuklar lehine ayrı ayrı 250 TL, davacı lehine 600 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının iddialarının asılsız olduğunu, sebepsiz yere evi terk ettiğini, çocukların kendisi ile kaldığını ve her türlü ihtiyaçları ile ilgilendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı eş için aylık 200,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, müşterek çocuklar Kasım ve Cem'in davacı annelerinin yanında kalmayıp, davalı babalarının yanında kalmaları ve ihtiyaçlarının davalı babaları tarafından karşılanması nedeniyle müşterek çocuklar yönünden talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından hükmedilen nafakanın düşük olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir. 4721 sayılı TMK'nun 186/3.maddesinde; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı ifade edilmiş, 197/2.maddesinde de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır, denilmiştir.Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.186/son) davacı (kadının) belirli bir gelirinin bulunması, hatta gelirinin davacı kocadan fazla bile olması davalı kocaya ortak giderlere (elektrik,su,telefon, yakıt, kira parası vs.) katılma yükümlülüğünden tamamen kurtarmaz. Kadının gelirinin bulunması nafaka takdirine engel değildir../..Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.Somut olayda; tarafların kolluk tarafından yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında; davalının pazarcı olup aylık ortalama 800 TL gelirinin bulunduğu, davacının ise yevmiye ile çalıştığı ve aylık ortalama 300 TL gelirinin olduğu anlaşılmaktadır.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve özellikle davalının gelirine göre takdir edilen tedbir nafakası miktarı hak ve nesafete uygun olmayacak şekilde düşüktür. Tedbir nafakasının miktarının tayin edilmesinde davalının geliri ve tarafların birlikte yaşadıkları sıradaki geçim şartlarının dikkate alınması gerekir.Mahkemece; davacı tarafın geçimi ve bakımı için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, davacı eş yönünden daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.