Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8575 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16129 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 31.05.2016 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av.... geldi. Karşı taraf davacı vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2007 yılında evlendiğini, hali hazırda tarafların ayrı yaşadığını, boşanma davasının derdest olduğunu, müvekkilinin kişisel eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, müvekkiline ait kişisel eşyaların, aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde şimdilik 10.000,00 TL'nin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 30.11.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile de; 1 kilo altın ile davalı tarafın iade etmeyi kabul ettiği üç adet Raymond marka saat, bir adet Armin marka saat ve inci tesbihin aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde ise infaz tarihindeki değerlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; düğün töreninde taraflara yaklaşık 1 kilodan fazla altın takıldığını, 10.000,00 TL değerindeki altının düğün sonrası taraflarca bozdurulup, parasıyla borçların ödendiğini, diğer ziynetlerin ise önce banka kasasına konulduğunu, bir süre sonra davacının talebiyle, davacının kuyumcu olan babasına teslim edildiğini bildirerek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile 1 kilo altının infaz tarihi üzerindeki miktarın davalıdan tahsiline, 3 adet Raymont, 1 adet Black Armin saat ve inci tesbihin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir..../...-2-Dava; ziynet ve kişisel eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.Mahkemelerin her türlü kararı gerekçeli olmalıdır. (1982 Anayasası m. 141/3) Zira; bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların, mahkemece nasıl nitelendirildiğini, hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar ve maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir.Tarafların, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş gerekçe bölümünün bulunması zorunludur.Hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler gösterilmelidir.(HMK m. 297/1-c)Somut olayda, mahkeme hükmü; yukarıda açıklanan nitelikte yasal gerekçe içermemektedir. Zira, hükümde; tarafların iddia ve savunmalarının özeti yazılmış ancak anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, bilirkişi raporları dışında çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkartılan sonuç ve hukuki sebepler gösterilmemiştir. Hal böyle olunca; ortada yasanın aradığı anlamda denetlenebilecek gerekçeli bir kararın bulunmaması nedeniyle temyize konu karar, hem Anayasa'nın 141/3.maddesine, hem de HMK'nın 297. maddesine aykırı görülmüş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir. Kabule göre ise, bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.İİK'nın 24/4.maddesi gereğince; iade edilecek eşyaların, cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı ve benzeri gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir. Bu yasal düzenleme gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilirken, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin cins, nitelik, miktar ve değerleri ayrı ayrı gösterilmelidir. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.Buna göre mahkemece; hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu 1 kilo altının infaz tarihi üzerindeki miktarının davalıdan tahsiline şeklinde HMK'nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi de doğru görülmemiştir. .../...-3-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.350 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.