Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8511 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13953 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/02/2014NUMARASI : 2013/311-2014/119Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davalının tahakkuk eden elektrik tüketim borcunu ödemediğini, bu nedenle hakkında icra takibine başlandığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde; müvekkili Bakanlığın enerji tüketiminden kaynaklanan borcu bulunmadığını, takibe konu borcun varlığına ilişkin herhangi bir fatura bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kabulüne ve davalının icra takibine yönelik itirazının iptaline, takibin asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden itibaren faiz yürütülmek koşuluyla takibin devamına, asıl alacak üzerinden %20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davalının elektrik tüketimi nedeniyle tahakkuk ettirilen borcunu ödememesi üzerine, hakkında yapılan takibe yönelik itirazın iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkindir.HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Somut olayda; mahkemece, dava konusu elektrik bedelinin tespiti yönünden avukat(hukukçu) bilirkişiden rapor alınmıştır. Hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi, dava konusu elektrik bedeli hesabı konusunda rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmadığından, söz konusu bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesisi mümkün değildir. Uzman bilirkişi tarafından, dava konusu bedelin denetime elverişli bir şekilde hesaplanması gerekir../..Hal böyle olunca, mahkemece dava dosyasının, önceki bilirkişi dışında, elektrik tüketim hesabı konusunda uzman olan elektrik mühendisi bilirkişiye verilerek, bilirkişiden davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği bedel hakkında, tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı ve açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme, soruşturma ve konusunda uzman olmayan bilirkişinin düzenlediği rapor esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ;Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.