Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8510 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7440 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tespit ve istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili davacı ile davalının gayriresmi birlikteliğinden olan müşterek çocuk için hükmedilen nafakayı, haricen davalı hesabına ödediği ve 2008 yılının 8.ayından 2010 yılının 10.ayına kadar çocuk, müvekkilin yanında olduğu halde, davalının tüm nafaka alacağının tahsili amacıyla icra takibi yaptığını, takibin haksız olduğunu ileri sürerek; nafaka yükümlülüğünün ve birikmiş nafaka borcunun olmadığının tespiti ile fazla ödenen kısmın istirdadına, % 40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, haksız davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 19.04.2012 tarih ve 2012/6426 E-10681 K sayılı kararı ile ".... Borç, Aile Hukukundan (nafaka yükümlülüğünden) doğduğuna göre; açılan bu davanın 4787 sayılı Kanunun 4.maddesi gereğince, Aile Mahkemesinde bakılması gerekmektedir." gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece, bozmaya uyulmuş; Aile Mahkemesi sıfatıyla, yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile, ... İcra Müdürlüğü'nün 2010/7502 Esas sayılı takip dosyasının nafaka borcu miktarının 3.896.67 TL olduğunun tespiti ile, bu miktar dışında borcun olmadığının tespiti ve fazla ödemenin mevcut olması halinde bu miktarın istirdatına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, mahkemenin; davacının istirdat talebiyle ilgili kurduğu hüküm infazı kabil değildir. HUMK.'nun 388. ve 389. maddeleri (HMK. 297.maddesi) gereğince, hüküm açık, sarih ve anlaşılabilir olmalıdır. Taraflara tanınan hak ve yükümlülüklerin tek tek hükümde gösterilmesi gerekir. "Fazla ödemenin mevcut olması halinde bu miktarın istirdatına" şeklindeki hükmün infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Mahkemece, davacının nafaka ödemelerine ilişkin tüm delilleri sorulup, toplandıktan sonra, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, fazla ödemenin olup olmadığı tespit edilip, fazla ödenmiş bir miktar varsa, bu miktarın istirdatına ilişkin hüküm oluşturulması gerekmektedir. Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.