MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tesbit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesi ile, müvekkilinin, ... İli, ... Köyü, 2054 parselde kayıtlı ... sitesi 4 nolu bağımsız bölümü satın aldığını; su aboneliği yaptırmak amacı ile davalı yana başvurduğunda, 2535 TL kanal katılım bedeli ve 2535 TL şebeke hisse bedeli adı altında toplam 5070 TL ödeme yapmasının istendiğini, talebin haksız ve yasal olmadığını ileri sürerek, muarazanın giderilerek, su akışının sağlanmasına ve davalı tarafından talep edilmesi gereken kanal katılım ve şebeke hisse bedelinin miktarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; kanal katılım ve şebeke bedeli isteminin yasal dayanağının, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 87. ve 88. maddeleri ile ... Tarifeler Yönetmeliği'nin 39.maddesi olduğunu; ilk malikten alındığını, ferdi aboneliğe geçiş esnasında tahsil edilen kısım "FARK" mahiyetinde olup, mükerrer bir tahsilatın söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, "Gerek ... den celbedilen belgeler ve gerekse bilirkişi raporunda belirtildiği üzere; 2464 Sayılı Belediye Gelirler Kanununun 87. ve 88. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; Somut olayda, dava konusu konutun 18/03/2004 tarihinde iskan ruhsatının alındığı, davacının konutu iskan ruhsatı alınmış olarak 15/04/2011 tarihinde satın aldığı, konutun bulunduğu mahalde iskan ruhsatı alındıktan sonra bu yörede yeni hat-kolektör yapımı davalı idarece gerçekleştirildiğinden, bu konuda alınan denetime elverişli ve hüküm vermeye yeterli bilirkişi raporuna da itibar edilerek, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle, davacının kanal katılım ve şebeke hisse bedeli toplamı 1.362.72 TL'den dolayı davalıya karşı borçlu bulunduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin bütün, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, uyuşmazlık, maliki bulunduğu bağımsız bölüme ilişkin ferdi su aboneliğinin tesisi nedeniyle, davacının; davalı idareye kanal katılım ve şebeke tesis bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır.01.07.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlığı altında 87.maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden, kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır:a)Kanalizasyon tesisi yapılması,b)Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır.” düzenlemesi getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi ile de su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörülmüştür.2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'na dayalı olarak çıkarılan ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesi ise “2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 87. ve 88.maddeleri gereği bir programa göre yapılacak yani; içme, kullanma, endüstri suyu ve kanalizasyon yatırımları ile mevcutların genişletilmesi (tevzi), iyileştirilmesi (ıslahı) amacıyla yapılan harcamalar ve istek üzerine ... Genel Müdürlüğünce yapılacak işlerin toplam yatırım giderleri tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden su ve kanalizasyon tesisleri harcamalarına katılma payı alınır.Su ve kanalizasyon şebekelerine katılma paylarının binasız arsanın vergi değeri payına isabet eden kısmı, inşaat ruhsatının alınması aşamasında avans olarak tahsil edilir.Bina tamamlandıktan sonra bağımsız bölümlere veya binanın tamamına tahsis aboneliği verilmesi sırasında arsa değeri üzerinden alınan avans düşülerek, yapı değerinin emlak vergi beyanı üzerinden ayrıca %2 oranından fazla olmamak üzere katılım payı tahsil edilir” düzenlemesini içermektedir.Yine, 3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30.maddesinin 3.fıkrasında “Bu maddeye göre verilen izin yapı sahibini kanuna, ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi, resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz.” hükmü yer almaktadır.Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalı idarece yasanın yürürlük tarihinden sonra yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış olması veya mevcutların iyileştirilmesinin yapılması halinde, tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talebe hakkı vardır. Ancak, bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Ayrıca, İmar Kanunu'nun 30/3. maddesi uyarınca iskân ruhsatının alınmış olması davalı idarenin kanal katılım payı istemesine engel teşkil etmez.O halde, mahkemece; davalı idarece, davacıya ait taşınmazın bulunduğu bölgede kanalizasyon ve içme suyu tesislerinin yapıldığı ve davacının bu hizmetten yararlandığı ispat edildiğinden; bilirkişi marifetiyle bu hizmetten yararlanan bağımsız bölümün ilk maliki olan davacının ödemekle yükümlü bulunduğu kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu, bilirkişinin; ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinin uygulanamayacağı yönündeki raporuna dayanılarak hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.