MAHKEMESİ : ANKARA 4. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 01/10/2014NUMARASI : 2013/914-2014/1302Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiş, hükmün duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen 12.05.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. V.. A.. ile davacı vekili Av. A.. D.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili (davanın tefrik edildiği boşanma davasında vermiş olduğu karşı dava) dilekçesinde; müvekkiline düğünde takılan 13 adet bilezik, 17 adet büyük altın, 48 adet küçük altın ve 1 adet altın set takımının, ev alınacağı bahanesi ile davalı eş tarafından teslim alınarak kaynana ve kayınbabasına teslim edildiğini ve halen müvekkiline iade edilmediğini ileri sürerek; ziynet eşyalarının aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde ise fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, ziynet eşyalarının bedelinden şimdilik 10.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 24.07.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile bedel yönünden talebini 33.890,45 TL ye yükseltmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; iddia edildiği gibi düğünde davacıya 1 adet altın set takımı takılmadığını, dava dilekçesinde belirtilen diğer ziynet eşyalarının ise, tarafların evliliği sırasında yapılan tüp bebek tedavilerinin masraflarının karşılanması için bozdurulduğunu savunarak, davanın reddini istemiş, 19.07.2013 tarihli karşı dava dilekçesinde ise; davacı - karşı davalının, müvekkiline ait kişisel eşyaları evde olmamasından yararlanarak götürdüğünü ileri sürerek; eşyaların aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde ise eşyaların bedeli olan 10.650 TL nin davacı – karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir../..Mahkemece; davacı kadına ait ziynet eşyalarının, rızası alınmadan davalı koca tarafından bozdurulduğu, ayrıca karşı davaya karşı, dava açılamayacağı gerekçesiyle; asıl davanın kabulü ile ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedeli olan 32.790,45 TL nin davalıdan tahsiline, karşı davanın ise HMK.'nun 132/3 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1- Davacı – karşı davalı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde;HMK. 297/2 maddesi; “Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesini içermektedir.Dava dilekçesinde, ziynet eşyalarının bedelinin dava tarihinden işleyecek faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir. Mahkemece, faiz talebi hakkında, olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.2- Davalı – karşı davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Davacı, ziynet eşyalarının iadesini, davalı tarafça açılmış olan boşanma davasının görüldüğü mahkemede açtığı karşı dava ile talep etmiş, mahkemece 03.04.2013 tarihinde ziynet eşyalarıyla ilgili davanın tefrikine karar verilmesi üzerine, dava 05.07.2013 tarihinde yeni esasına kayıt edilmiştir. Bu aşamadan sonra, davacı tarafından açılmış olan karşı dava, ayrı bir dava olarak görülmeye başlamıştır. Davalı ise, 19.07.2013 tarihinde kişisel eşyalarının iadesi istemiyle karşı davasını açmıştır. Bu nedenle, mahkemece; ayrı bir dava olarak bakılmakta olan ziynet eşyalarının iadesi davasına karşı, davalı tarafça açılmış olan davanın esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı ve davalı taraf için takdir edilen 1.100 TL'er vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya, davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 12.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.