Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8436 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1381 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/09/2013NUMARASI : 2012/408-2013/495Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, savan imalatı işi ile uğraştığı adreste kiracı olduğunu, 08/03/2012 tarihinde davalı TEDAŞ görevlilerinin, işyerine gelerek sayaç değişimi nedeniyle sayacı sökerek götürdüklerini, daha sonra kurumun müvekkiline 06.04.2012 tarihli yazıyı göndererek, dava konusu sayaca fiziki müdahale de bulunularak kaçak elektrik kullanıldığı, iddiasıyla müvekkiline 8.045,60 TL kaçak kullanım bedeli tahakkuk ettirdiğini bildirdiğini, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını ileri sürerek, müvekkili aleyhine tahakkuk ettirilen 8.045,60 TL. kaçak elektrik kullanım bedelinden borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; kurum elamanlarınca yapılan kontroller esnasında dava konusu abonelikte sayaca fiziki müdahalede bulunularak kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiğini, Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğünün 12.03.2012 tarihli raporu ile sayacın Bilim Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na ait mühürleri ile oynandığının tespit edildiğini ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi gereği kaçak elektrik tespit tutanağı tanzim edilerek davaya konu bedelin tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile davacının tahakkuk ettirilen 8.045,60 TL kaçak elektrik kullanım bedelinden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.HMK.nun 266 ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK.'nun 278-279.maddesine göre, bilirkişi raporu; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı tarafın kaçak kullanım borcu olmadığı ve ayrıca abonelikte yapılan normal tüketim bedellerinin ödenmiş olduğu, ayrıca "keşif sırasında 141879 nolu aboneliğin kullanıldığı işyerin de elektriğin kesik olduğu, herhangi bir çalışma ya da tüketim olmadığının da tespit edildiğinin belirtildiği, ek raporunda da;dava konusu elektrik aboneliğinde kaçak tespit tutanak döneminde kaçak elektrik kullanılmadığı, davalı dönemde kullanılan elektrik miktarının normal olduğu ve dava konusu 22.03.2012 tarihli Kaçak Tespit Tutanağı döneminde kaçak elektrik kullanılmadığı, davalı dönemde kullanılan elektrik miktarının normal olduğu ve yapılan tüketimlerin sayaçtan geçtiği, davacı tarafın kaçak kullanım borcu olmadığı ve ayrıca abonelikte yapılan normal tüketim bedellerinin ödenmiş olduğunun belirtildiği görülmüştür.Dava, kaçak elektrik kullanmadığı nedenine dayalı menfi tesbit isteminden ibarettir.Kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak, herkes iddiasını isbatla yükümlüdür (T.M.K. md.6). Kaçak elektrik tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidirler. Somut olayda, davaya konu olan kaçak tespit tutanağının 12.03.2012 tarih ve 131826 sayılı raporuna istinaden düzenlendiği, söz konusu Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü personellerince düzenlenen 19.2012-262 sayılı raporda ise sayaç üzerindeki Bilim Sanayi ve teknoloji Bakanlığı'na ait mühürlerle oynandığının tespit edildiği görülmüştür.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin kaçak elektrik tüketimine ilişkin 13/a maddesi " Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilir." hükmünü içermektedir. Aynı yönetmeliğin 15.maddesi; kaçak elektrik tespitinin, süresinin tüketim miktarı hesaplamasının ve tahakkukun nasıl yapılacağını açıklamıştır.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; sayacın vekalet mühürleri ile oynandığı hususu irdelenmiş olmasına rağmen, aboneliğe ait olan ve kurulu güce göre aylık ortalama tüketim değeri saptanarak kaçak tespit tutanağı döneminde yapılan tüketime uygun olduğu belirtilerek düzenlenmiştir.Hal böyle iken, davacı eyleminin, davaya konu sayacın vekalet mühürleri ile oynanmış olması nedeniyle, yukarıda anılan EPMHY'nin 13. maddesinde tanımlanan, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde enerji tüketilmesi, dolayısıyla kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu kuşkusuzdur. Davalı tutanağın aksini ispat edememiştir.Buna göre, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, davalı kurum tarafından talep edilen kaçak elektrik ve kaçak ek tahakkuk bedellerinin ayrı ayrı yönetmelik ve kurul kararlarında açıklanan yöntemle hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının belirlenmesi gerekirken, keşif esnasında yapılan tespite göre abonenin kurulu gücü esas alınarak hesaplama yapan yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.