MAHKEMESİ : HOPA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/09/2014NUMARASI : 2013/363-2014/383Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacı ile davalının evli olduklarını, önce iyi giden evliliğin sonrasında davalının evden uzaklaşmaya başladığını, davacıya karşı şiddet uyguladığını, bu evlilikten tarafların iki çocuğunun bulunduğunu beyan ederek, davacı için aylık 200 TL, her bir çocuk için 250 TL olmak üzere toplam 700 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı savunmasında; durumunun iyi olmadığını,bu nedenle de davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacı için 300,00 TL , müşterek çocuk İ.. C.. A.. için 500,00 TL , müşterek çocuk K.. S.. A.. için ise, 300,00 TL nafakanın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, verilen bu karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, ayrı yaşamda haklılık olgusuna dayalı olarak açılmış tedbir nafakası istemine ilişkindir.Davacı taraf yargılama sırasında, ıslah dilekçesi vererek , talebini toplam 1300 TL'ye çıkarmış, ıslah harcını yatırmamış, mahkeme tarafından bu talep üzerine verilen ara karar ile ".. her ne kadar davacı vekili,ıslah dilekçesi ibraz etmiş ise de, boşanma davası sırasında tedbir ve diğer nafakalar yönünden ıslah işlemine gerek olmaksızın her zaman artırım yapılabileceği Yargıtay'ın yerleşik içtihatları ile sabit olduğundan,ıslah harcı alınmaksızın işlem yapılmasına..." karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.Dosyanın incelenmesinden, ilk önceki eldeki bu davanın açıldığı,sonrasında taraflar arasında boşanma davası açılarak, bu iki davanın birleştirilmesine karar verildiği,nihayetinde ise, davaların ayrıldığı ve boşanma davasının halen derdest olduğu anlaşılmıştır../..Türk Medeni Kanunu'nun 169. maddesine göre, "Boşanma ve ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ,eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasınailişkin geçici önlemleri res'en alır."Boşanma davasından ayrı olarak Türk Medeni Kanunun 195 ve 197. maddelerinde düzenlenmiş bulunan tedbir nafakasında ise, davada tarafın istemde bulunması asıldır ve talep şartına bağlıdır.Dava konusu olayda, boşanma davasından ayrı ve bağımsız bir nafaka davasının bulunduğu hususu tartışmasızdır.HMK. 26.(HUMK 74.) maddesi gereğince hakim, tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlaya hükmedemez.Bu nedenle, somut olayda, ıslah harcı alınmadan, ıslah yolu ile de olsa, usulünce açılmış bir dava bulunmadığından, talebin aşılması suretiyle karar verilmesi doğru değildir.Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek, davacı tarafın davasını usulüne uygun bir şekilde ıslah etmediği kabul edilip, davacının dava dilekçesindeki talebi ile bağlı kalınarak, yapılacak yargılama neticesinde varilacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, HMK. m. 26'ya aykırı olarak, talebin aşılması suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.