MAHKEMESİ : MERSİN 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/04/2013NUMARASI : 2011/229-2013/213Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacılar vekili dilekçesinde; Mersin ili Mezitli ilçesi Davultepe köyü.. parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması ile oluşan 424 ada 1 parsel, 422 ada 1 parsel ve 423 ada 1 parsel sayılı imar parsellerinin sosyal tesis hizmeti alanı olarak hazine adına tapuda kayıtlı olduğu, bu parselleri hazineye ecrimisil ödeyerek imar ihya ederek üzerinde binalarla narenciye ve diğer meyve fidanları dikip, bakıp yetiştirerek bahçe haline getirmek ve yüksek sera tesisi kurmak suretiyle 20 yıldan fazla zilyedi ve muhtesatlarının mülkiyetinin müvekkillerine ait olduğunu, Mezitli Davultepe imar planında Sosyal Kültürel Tesis alanı olarak hazine adına kayıtlı olan parsellerin hazine tarafından yalnız çıplak arsasının SHÇEK Genel Müdürlüğü'ne tahsis edildiğini, SHÇEK Genel Müdürlüğü'nün TOKİ ile yaptığı protokole ile dava konusu parsellerin sosyal tesis olarak bakım yurdu binaları yapmak üzere müteahhide ihale edildiğini, taşınmazlardan müvekkillerinin tahliye edilerek, müteahhit tarafından taşınmaz üzerindeki ağaçları kesileceği ve binaların yıkılacağını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle taşınmazlar üzerinde bulunan muhtesat bedeli toplamı 19.780 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah ile talebini 75.039 TL'ye yükselkmiştir.Davalılar vekili dilekçesinde; SHÇEK Genel Müdürlüğünün taşınmazın maliki olmaması nedeniyle SHÇEK Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın reddini, hazine aleyhine açılan davanında davacıların iyi niyetli olmamaları ve muhtesatları kendilerine tanınan süre içerisinde söküp götürmedikleri için davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davacıların muhtesatın yapımı ve dikimi sırasında iyi niyetli olmadıklarını zira taşınmazların kendi mülkiyetinde olmayıp hazineye ait olduklarını bildiklerini ve ecrimisil ödediklerini bu nedenle MK.nun 722 mad uyarınca ancak asgari levazım değerini talep edebilecekleri anlaşıldığı gerekçesi ile bilirkişi heyetinin raporu ve ıslah talebi doğrultusunda davacı O.. D.. yönünden 8.700 TL, davacı C.. A.. yönünde 5.800 TL, davacı Zeliha .. yönünden 5.460 TL, davacı M.. M.. yönünden 1.320 TL , davacılar Kuddisi,Halil ve M.. M.. yönünden 41.759 TL ve davacı A.. D.. yönünden 12.000 TL 'nin dava atarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davacıların mülkiyeti davalı Hazine'ye ait taşınmazlar üzerine iyiniyetli olarak tesis ettikleri muhtesatların kaldırılması dolayısıyla tazminat istemine ilişkindir.Medeni Kanun madde 722/1 gereğince bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin ya da bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur. 2.fıkra hükmüne göre de arazinin maliki de rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebilir.Aynı kanunun 723.maddesi gereğince ise malzeme sökülüp alınmaz ise, arazi maliki malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar, bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir.Bu hükme göre hakimin hükmedeceği miktar, bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı değeri geçmeyebilir. Anılan hüküm esas itibariyle BK.nun 61 ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmenin özel bir halidir ve zenginleşmeyenin iade borcu doğmaz. Davalının MK.722/2 hükmüne göre malzemenin sökülüp alınmasını istemek imkânı da bulunmaktadır. Davacıların iyi niyetli olmadığı mahkemece de saptandığına göre; ifade edildiği üzere, malzeme sökülüp alınmaz ise, taşınmaz malikinin zenginleştiği miktarın iadesini isteyebileceği düşünülerek yargılama yapılmalıdır.Faydalı ve zaruri giderlerden doğan bedelin sebepsiz iktisap kurallarına göre belirlenmesi için yapının, toprak malikine sağladığı yararlanmanın derecesinin belirlenmesi gerekir. Böyle oluncada, yapı, toprağın malikine hiçbir yarar sağlamıyorsa, gereçlerin malikine herhangi birşey ödemesi gerekmez. (Prof.Dr.S.S.Tekinay. Eşya Hukuku 1971. Sh.402.-Prof.Dr.K.Oğuzman-Doç.Dr.Ö.Seliçi Eşya Hukuku 1970.Sh.154)Somut olayda, mülkiyei Hazineye ait taşınmazlar üzerine yapılan ve dikilen muhtesatların sahipleri olan davacıların iyi niyetli olmadıkları mahkemece de doğru olarak saptanmıştır. Ancak mahkemece yukarıda açıklanan hususlar ışığında dava konusu muhdesatlar hakkında davalılar açısından yarar şartının oluşup oluşmadığı konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.