MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı idare, davalıya ait “... Otelde” kullanılan kuyu atıksu bedelinin ödenmediğini ileri sürerek toplam 152 318,55 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının vaki haksız itirazının iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı, kendi kuyusundan çıkan su ile yılda bir kez yüzme havuzunun doldurulduğunu ve havuzun tahliyesi sırasında da bahçe sulandığını belirterek kuyu atık su bedeli borcu bulunmadığı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.Mahkemece, bilirkişi raporu ile belirlenen 1 807,70 TL'lik kısım için davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı ... davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kuyu atıksu bedeline ilişkin olarak düzenlenen 2010/7-8-9 ve 10. dönem fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali isteminden ibarettir.Davacı idare ile davalı arasında abonelik sözleşmesi yapılarak davalı tarafından bu abonelik sözleşmesine dayalı olarak kuyu suyu kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu hususta taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.Uyuşmazlık, davalının kullandığı kuyu suyunun yeşil alanları sulama suyu olarak kullanılması durumunda atık su bedeli ile sorumlu olup olmadığı, sorumlu olduğunun kabulü halinde ise kapsam ve tutarının ne olacağına ilişkindir.Mahkemece az yukarıda açıklanan maddi olgunun araştırılması yönünden mahallinde keşif yapılmış ise de yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporları somut olayın tespitine yeterli değildir. Öte yandan, davacı tarafın bilirkişi raporuna karşı öne sürdüğü ciddi itirazlar karşılanmamış, davalı tarafın yasal düzenlemeler karşısındaki hukuki sorumluluğu belirlenmemiş, atıksu bedelinin hesabını etkileyecek olan 750171 abone bilgileri ile ...Tarifeler Yönetmeliği dosya içerisine alınmadığı gibi hangi ölçütlere göre hesaplama yapıldığı denetlenemeyen bilirkişi raporuna değer verilmek suretiyle hüküm kurulmuştur.Belirli işlerde oy ve düşüncesi alınmak üzere resmi makamlarca seçilmiş veya kanun tarafından belirlenmiş bilirkişi varsa, seçilecek bilirkişinin bunlar arasından seçilmesi zorunlu olduğu gibi, her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerektiği tartışmasızdır.Belediye meclisinin 17.09.2004 tarih ve 2004/866 sayılı kararındaki "yeşil alanlarda kullanılan kuyu suyu ve atıksu bedelinden ücret alınmayacağı" düzenlemesi de gözetilmek suretiyle konusunda uzman bilirkişi kurulu marifetiyle gerektiğinde mahallinde inceleme ve araştırma yapılmalı, 2560 Sayılı Yasa ve Tarifeler Yönetmeliği hükümleri kapsamında davaya konu dönemde yeşil alan dışında kullanılan atık su miktarı ve buna tekabül eden borç miktarı tereddütsüz bir şekilde belirlenmeli, belirlenen bu bedelle sınırlı olarak davacının sorumlu olduğu kabul edilmelidir. Mahkemece böylesine, bir uygulama yapılmaksızın eksik araştırma ve soruşturma ile yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş davacının temyiz itirazlarının bu yönden kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ayrıca, reddedilen kısım üzerinden davalı yararına nisbi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi de karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.