Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 840 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12263 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : MUĞLA AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 03/10/2013NUMARASI : 2013/34-2013/165Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2001 yılından beri imam nikahlı yaşadığını, müşterek 2 çocuğun davalı tarafından 18.09.2006 tarihinde tanındığını, bir süre önce davacıyı terkeden davalının başkasıyla yaşadığını, bu nedenle (mağduriyetin giderilmesi için tensiple nafakaya hükmedilmesini) 300'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı cevabında; çocukları kendisinin istediğini, her ay 200'er TL ödendiğini belirterek, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile tarafların ortak çocukları 2002 doğumlu Özlem ve 2003 doğumluı Ebru yararına geçen oturum aylık 200'er TL olarak belirlenen tedbir nafakasının bugünden itibaren aylık 300'er TL olarak kesinleşinceye kadar, kesinleştikten sonra ise aynı miktar (aylık 300'er TL) nafakanın katılım nafakası adı ile davalıdan alınıp çocukların ihtiyacına harcanmak üzere davacıya verilmesine, belirtilen nafakalar TMK 176/son maddesi uyarınca her yıl ÜFE oranında otomatik artışa tabi tutulmasına karar verilmiştir.Hükmü, davalı temyiz etmektedir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak; mahiyeti itibariyle istenilen nafaka iştirak nafakasıdır. Somut olayda; mahkemece 24.04.2013 tarihli ara kararla çocuklar için 200'er TL tedbir nafakası takdir edilmiş, karar tarihinden itibaren 300'er TL'ye çıkartılmış ve kesinleşme tarihinden itibaren iştirak nafakası olarak aynı miktarda devamına karar verilmiştir.Bu durumda mahkemece; talep edilen nafaka hakkında farklı kararlar verilmek suretiyle gerek nafaka miktarının takdirinde, gerekse de hükmün infazında çelişki yaratacak şekilde karar oluşturulmuştur.Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre, nafaka ve nafakanın artırılması davaları, kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili davası niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder.(28.11.1956 gün, 15 E.- 15 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı)Mahkemece yapılacak iş; anılan İBK.uyarınca ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde dava tarihinden itibaren nafakaya hükmetmek olmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.