MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 27/09/2013NUMARASI : 2008/256-2013/435Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğunu, cari hesabın kapatılması için davalı firma yetkilisi olan Oktay.a davacı firma tarfından keşide edilen 17.750,00 TL bedelli çekin verildiğini, davalının davacıyı arayarak Oktay'ın çeki çaldığını ve bankaya ödememe talimatı vermesini istediğini, Oktay'a verilen çekin Uğurtan .. adındaki şahıs tarafından bankaya ibraz edildiğini, çek bedeli üzerinde bloke olduğu için çekin arkasının yazıldığını, icra takibine konulduğunu ve davacının ödemek zorunda kaldığını, davacının menkul mallarına haciz konulduğunu, ticari itibarının sarsıldığını ileri sürerek, davacı tarafından takip alacaklısına ödenen miktardan şimdilik 7.000,00 TL maddi tazminatın ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte, ticari itibarının zedelenmesi nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir.Davalı vekili; müvekkili şirketin muhasebe biriminde çalışan Oktay .n davacının çeki ile birlikte kasada bulunan başka çekleri de çaldığını, davacının gerekli bütün yasal yollara başvurduğunu, Oktay ..ın şirket yetkilisi olmadığını davacı şirketin bildiğini, davacının kusur ve ihmalinin olduğunu, davalının sorumlu olmadığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; BK.'daki düzenlemeler karşısında adam çalıştıranın yanında çalışanların kusurundan sorumlu olacağı düşünülse de, olayda davacı şirketin yetkili olmadığını bilerek davalı elemanına çeki teslim etmek suretiyle basiretli bir tacir gibi davranmadığı, bu nedenle bu davranışı sonucu ortaya çıkan zarara katlanması gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.BK'nun 55/1.maddesine göre; ''Başkalarını istihdam eden kimse, mahiyetinde istihdam ettiği kimselerin ve amelesinin hizmetlerini ifa ettikleri esnada yaptıkları zarardan mesuldür. Şu kadar ki, böyle bir zararın vukubulmaması için hal ve maslahatın icabettiği bütün dikkat ve itinada bulunduğunu yahut dikkat ve itinada bulunmuş olsa bile zararın vukuuna mani olamıyacağını ispat ederse mesul olmaz.'' ( TBK m.66 )Borçlar Kanununun 55.maddesi hükmü gereğince adam çalıştıranın sorumlu tutulabilmesi için; zararın çalışanın hukuka aykırı eyleminden doğması ve zarar ile çalışanın eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir.Sorumluluk Hukukunun önemli ögelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Teoride ve uygulamada; mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz sorumlu olan kişi sorumluluktan kurtulur.Somut olayda; taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğu, cari hesabın kapatılması için davalı firma yetkilisi olan Oktay ..'a davacı firma tarafından keşide edilen 17.750,00 TL bedelli çekin verildiği, Oktay .. tarafından çekin davalı şirkete verilmediği, davalı şirket kaşesi basılarak imzalandığı ve dava dışı 3. şahsa verildiği, davalı şirketin davacıyı arayarak Oktay'ın çeki çaldığını ve bankaya ödememe talimatı vermesini istediği, bunun üzerine davacı tarafından bankaya çekin ödenmemesi talimatı verildiği, çekin dava dışı 3. şahıs olan Uğurtan Kara tarafından bankaya ibraz edildiği, çek bedeli üzerinde bloke olduğu için çekin arkasının yazıldığı, icra takibine konulduğu ve davacının çek bedelini ödemek zorunda kaldığı anlaşılmaktadır.Yargılama sırasında düzenlenen 19.11.2012 tarihli Bilirkişi Raporunda; davacının davalı şirket yetkilisi Oktay ..'a verdiği ve haksız bir şekilde 3. kişiler tarafından icra takibine konulan çek nedeniyle uğramış olduğu zararlardan, icra dairesine ödemek zorunda kaldığı ana para ve faizler, icra masrafları, harçlar, bankaya ödemiş olduğu komisyonlar ile bankaya çek bedeline mahsuben bloke edilmiş olan tutara tahakkuk edecek olan faizini talep edebileceği, bu giderlerle ilgili olarak ispat edici belge sunulması halinde hesap yapılabileceği, çekin yazılmasına ilişkin davacı şirketin uğramış olduğu manevi tazminat hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.Davacının giderlerine ilişkin belgelerin sunulmasından sonra düzenlenen 19.06.2013 tarihli Bilirkişi Ek Raporu ile; davacının davalı yetkilisi Oktay .'a verdiği çekin 3. kişiler tarafından takibe konulması nedeniyle uğramış olduğu zararın; Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2007/831 E. sayılı dosyası ile ilgili başlatılmış olan icra takibinin iptali nedeniyle ve Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/113 E. sayılı dosyası ile ilgili olarak toplam 302,60 TL olduğu, Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2007/831 E. sayılı dosyası ile ilgili olarak toplam 25.502.93 TL'den 17.750,00 TL çek bedeli tenzilinden sonra bakiye kalan 7.752,93 TL olmak üzere davacının toplam 8.055,53 TL'yi talep edebileceği belirtilmiştir. Mahkemece, Oktay ..n eylemi nedeniyle davalı şirketin B.K.'nun 55. (T.B.K. 66.) maddesi hükmü gereğince sorumlu tutulması gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Davalı şirket, adam çalıştıran sıfatı ile de sorumludur. Bilindiği gibi adam çalıştıranın sorumluluğu bir kusur sorumluluğu olmayıp, olağan sebep sorumluluğudur. Burada yasa adam çalıştırana genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü, bir gözetim ödevi yüklenmiştir. Adam çalıştıranın sorumluluğu kendisinin veya emrinde çalışan yardımcı kişinin kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın, kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen zarar arasında, uygun illiyet bağının bulunması yeterli kabul edilmiştir. Adam çalıştıran, görülecek işe uygun fikri, mesleki bilgi ve yeteneklere sahip bir kişi seçmekle yükümlüdür. Seçeceği yardımcı kişinin göreceği iş için vasıflı, yeterli eğitim görmüş, yeni bilgi, yöntem ve tekniği, özümsemiş ve izlemiş olmasını arayacaktır (Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Prof. Fikret Eren, Cilt: 2-4 bası, sh.160). (HGK. 15.06.1994 gün ve 11-178 K.). Davalının bu en basit tedbirlere başvurmaması objektif özen görevini açıkça kötüye kullandığını kanıtlayan deliller olarak görülmelidir. Davalı, adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluktan kurtulabilmesi için, gerekli özeni göstermiş olması halinde de zararın gerçekleşeceğini ispat etmesi icap etmesi gerekecektir. Toplanan delillere göre de, davalının çalıştırdığı kişinin eylemini engelleyeceği yolunda yukarıda açıklanan tedbirleri almadığı açıktır. O halde, davalı BK'nun 55.maddesi doğrultusunda bir kurtuluş kanıtı ve delili getirmemiştir.Mahkemece, BK'nun 55. maddesi gereğince davalı şirketin adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu olduğu dikkate alınarak, davacının uğramış olduğu maddi zarar miktarı ile davacının olay nedeniyle ticari itibarının sarsılmış olup olmadığı araştırılarak, ticari itibarının sarsıldığı kanaatine varılması halinde de manevi zarar miktarına hükmedilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.