Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 837 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20674 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : AYDIN 2.SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/04/2011NUMARASI : 2008/767-2011/359 Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; işyeri abonesi olan davalının, Belediye Park İşleri biriminin ağaç ve çiçek sulama amacıyla bırakmış olduğu tesisattan hortumla bağlantı yaparak işyerinde kullandığının 08.11.2005 tarihli tutanak ile tespit edildiğini, 23.11.2005 tarihli encümen kararı ile davalı hakkında 1.528,47 TL para cezasının yanı sıra 433,78 TL borç tahakkuk ettirildiğini, bu tutarların tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itiraz etmesi nedeniyle, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin adına kayıtlı aboneliğe bağlı tesisattan fiili kullanımının bulunmadığını, işyerinin su ihtiyacının artezyen kuyusundan karşılandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; davalının kaçak su kullanımı ile ilgili hakkında açılan ceza davasında işyerinin oğlu tarafından işletildiği gerekçesiyle beraat ettiği, davalı adına abonelik kaydının bulunmasının, davalının kaçak su kullanımından sorumlu tutulmasını gerektirmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kaçak kullanımdan dolayı fiilen kullanan veya ceza mahkemesinde yargılanan kişinin haksız fiilden kaynaklanan sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak, bu sorumluluk davalı olan abonenin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ortadan kaldırmamaktadır. Yine belirtildiği gibi, abonesiz kaçak kullanan şahsın haksız fiil hükümleri uyarınca, abonenin de sözleşmeden doğan sorumluluğunun bulunduğu, bu durumda kaçak kullanımdan her ikisinin de müteselsilen sorumlu oldukları belirgin olmasına göre alacaklının alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi bunlardan biri veya birkaçından da isteyebileceğinin kabulü gerekir. Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen ve kaçak kullanıma sebebiyet veren abone davalının sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir. O halde, mahkemece öncelikle davacının takip konusu alacağının dayanağını oluşturan kaçak su bedelinin tespitine ilişkin yönetmelik, tutanak vs. bilgi ve belgelerin davacıdan istenerek davalının sorumlu olduğu borcun ve kaçak kullanım süresinin konusunda uzman başka bilirkişiden alınacak rapor ile saptanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik ve yanılgılı incelemeye dayalı olarak karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.