Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8368 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14103 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/07/2012NUMARASI : 2004/363-2012/309Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı A.. V.. tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili asıl davada; 24.12.2003 tarihinde Modern Çarşıda çıkan yangın neticesinde müvekkiline ait işyerindeki tüm eşyaların yok olduğunu; işyerinin yanarak hasar gördüğünü belirterek, şimdilik 3.000 TL'nin (ıslahla 50.000 TL) olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Dava dosyasıyla birleştirilen Ankara 16.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/130 E. sayılı birleşen dava dosyasında davacı vekili; 07.03.2012 tarihli birleşen dava dilekçesinde ek olarak 54.551,50 TL hasarın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, asıl dava ve birleşen davanın kabulü ile, asıl dava yönünden 50.000 TL'nin birleşen dava yönünden 54.551,50 TL'nin asıl dava tarihi olan 05.07.2004 tarihinden itibaren değişken oranlardaki yasal faizi ile birlikte davalı il özel idaresinden tahsiline karar verilmiş hüküm davalı il özel idaresi tarafından temyiz edilmiştir.Dosya kapsamından, davalı İl Özel İdarenin mülkiyeti de olan Ulus Modern Çarşı binasında davacının davalıdan kiraladığı işyerinde, çarşıda kiracı bulunan diğer davalı İ.. K..'nin dükkanında çalışan işçisi davalı M.. B..'ın elektriklerin kesilmesi nedeniyle çalıştırdığı küçük Jeneratörden sızan benzinin alev alması sonucu yangının meydana geldiği, işhanında kiracı bulunan diğer esnafın dükkan önüne yanıcı (plastik) madde koymaları sonucu yangının hızla büyüyerek bütün binanın yanmasına sebebiyet verdikleri anlaşılmaktadır../..Davacının ve diğer dükkan sahiplerinin müşteki olduğu Ankara 10.Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/152 E.sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı İl Özel İdarenin %20, BEDAŞ'ın %20, Belediyenin %20, yangının çıkaran M.. B.. ve İ.. K..'nin %10'ar dava dışı esnafın %20 kusurlu oldukları açıklanmış olmasına rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı İl Özel İdaresinin %40, dükkanında yangın çıkan esnaf ve işçisinin müteselsilen % 50 ve dava dışı belediyenin % 10 kusurlu oldukları belirtilmiştir.Davada, davalı idarenin yapı maliki ve işletenin sorumluluğu kapsamında yangın nedeniyle uğranılan zararın tazmini talep edilmektedir.Davalı idarenin malik ve işletmeci olduğu taşınmazda günün teknolojisine uygun olarak merkezi jeneratör yedekleme sistemi ve yangın çıkması halinde devreye giren otomatik yangın kesici tertibatın bulunmaması nedeniyle genelde yanıcı maddelerin satıldığı dükkanların elektriklerinin sık sık kesilmesi sırasında iç mekanda benzinle çalışan küçük jeneratör kullanılması ile 66-67 nolu dükkanda kiracı olan İ.. K..'nin işçisi M.. B..'ın benzinle çalışan jeneratörü çalıştırmak istediği anda sızan benzinin alev alarak yanması sonucu oluşan zarardan 6098 sayılı TBK'nun 69.(818 sayılı BK'nun 58.) maddesi gereğince kusursuz sorumluluğu bulunmaktadır.Ayrıca, 6098 sayılı TBK.nun 61. ve 62. (BK.nun 50. ve 51.) maddelerine göre bina maliki ve yöneticisi olan davalı idarenin müteselsil sorumluluk ilkesi gereği ileride diğer sorumlulara rücu etmek kaydıyla zararın tamamından sorumlu olması gerekir. Ancak, yangının meydana gelmesinde davacının da aralarında bulunduğu esnafın kusuru da bulunduğu anlaşıldığına göre davalı idarenin müteselsilen sorumlu olduğu miktardan esnafın kusurlu olduğu oranda indirim yapılması gerekir.Bu durumda, mahkemece; konusunda uzman bilirkişi kurulundan, emsal dosyalardaki kusur oranları ve Ağır Ceza Mahkemesindeki kusur oranları dikkate alınarak davacının da arasında bulunduğu esnafın kusur oranı ve davalı idare ile birlikte diğer sorumluların kusur oranı tespit edildikten sonra, zarar bedelinin tamamından çarşı esnafının kusur oranında indirim yapılarak, geri kalan miktara karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bundan ayrı olarak; Bilindiği üzere zamanaşımı, maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i ve savunma aracıdır.Somut olayda, birleşen davada; davalı tarafça yasal süresi içerisinde zamanaşımı def’i ileri sürülmüş ancak, mahkemece bu def'i hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir.Davalı birleşen davada, zamanaşımı definde bulnduğuna göre 11.04.1940 gün ve 15/70 sayılı YİBK gerekçesinde açıklandığı üzere zamanaşımı defi mevcut olduğu takdirde mahkemece herşeyden önce bu defin incelenmesi gerçekleşmesi halinde, artık esas hakkında incelemeye devam olunmayıp davanın bu yönden reddi gerekir. Davanın usulden reddi, işin esasının incelenmesine engel teşkil eder. Birleşen davada mahkemece, davalının zamanaşımı defi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden yazılı şekilde birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırıdır../..SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.