MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı idare vekili dilekçesinde, Bakanlık makamının onayıyla yapılan 10.01.2011 tarih ve 34/1 sayılı disiplin soruşturma raporunda, ... İl Sağlık Müdürlüğü ve bağlı birimlerinde görev yapan davalının da aralarında bulunduğu bir kısım personelin 01.01.2009-31.08.2010 tarihleri arasında fazladan döner sermaye ek ödemesi aldığının tespit edildiğini, davalının aldığı 3.550,58 TL döner sermaye ek ödemesinin ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir. Davalı cevabında, yapılan ödemelerin hukuka uygun olduğunu, fazladan bir ödeme yapılmadığını, davanın 60 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını ve sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanmayacağını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; disiplin soruşturma raporuna göre davalıya raporlu fazladan döner sermaye ek ödemesi yapıldığının tespit edildiği, döner sermaye ek ödemesinin fiilen çalışma şartına bağlı olduğu dolayısıyla davalıya yersiz ve fazla ödeme yapıldığı gerekçesiyle 3.550,58 TL'nin temerrüd tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davada, davalıya hatalı ve yersiz ödemede bulunulduğu ileri sürülerek; yersiz ödendiği ileri sürülen 3.550,58 TL'nin faiziyle tahsili istenilmektedir. Borçlar Kanununun 62.maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Somut olayda, idarenin yanlış da olsa herhangi bir şart tasarrufu bulunmamaktadır. Ortada, salt hatalı ödeme işlemi bulunmakla, idarenin bu işlem nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak, genel mahkemede dava açması olanaklıdır. Ortada bir şart tasarruf bulunmadığından, şart tasarrufun varlığı halinde uygulanacak ilkelerin somut olay yönüyle uygulama yeri yoktur. Hal böyle olunca, hiçbir hukuki dayanağı olmayan, şart tasarrufa da konu olmayan hatalı ödemelerin, Borçlar Hukukunun sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri alınmasına karar verilmesi gerekir. (H.G.K.01.03.2012 gün ve 3-809 E-125 K.) Bu bağlamda, mahkemece somut olaya Borçlar Kanunun 61 ve devamı maddelerinde düzenlenen, sebepsiz zenginleşme nitelendirmesi yapılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, hakim tarafların iddia ve savunmasına ilişkin tüm delilleri toplamadan karar veremez. Bu nedenle davalıya, yapılan maaş ödemelerine, döner sermaye ek ödemelerine, fiilen çalışma olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğine dair hastane kayıtlarına ilişkin belge ve bilgiler, dosyaya getirtilmeden, dava dilekçesine ekli idare tarafından düzenlenen belgelerin tek başına iddiayı ispata yeterli kabul edilemeyeceği düşünülmeden sonuca gidilmesi, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.O halde mahkemece yapılacak iş, davalıya yapılan maaş ödemelerine, döner sermaye ek ödemelerine, fiilen çalışma olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğine dair hastane kayıtlarına ilişkin belge ve bilgiler, idareden celbedilmeli, deliller tam olarak toplandıktan sonra konusunda uzman ehil bilirkişi vasıtasıyla yersiz fazla ödeme bulunup bulunmadığı tesbit edilerek, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.