Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8320 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12442 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ÇALDIRAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/02/2014NUMARASI : 2012/88-2014/41Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tarlada çalışırken elindeki tarım aletinin yüksek gerilim hattına temas etmesi sonucu ağır yaralandığını, yaralanmaya neden olan hattın geçtiği yerdeki direklerden birinin olay tarihinden üç yıl önce devrildiğini, devrilen direğin yerine yeni bir direk dikilmediğini, bu nedenle yüksek gerilim tellerinin yerle arasındaki mesafesinin 3-4 metreye indiğini, davalının gerekli dikkat ve özeni gösterip, devrilen direğin yerine yeni direk dikmemesinden dolayı müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin maddi ve manevi zararının tazmini için eldeki davayı açtıklarını belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup, 1.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 07.01.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat istemini, 15.772,59 TL artırarak, 16.772,59 TL'ye çıkarmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunmuş, davacının elektrik iletkenlerinin tam altında saman yüklü bir kamyonun tepesinde elindeki dirgenle çalışırken yaralandığını, olayın meydana gelmesinde tek kusurlunun davacı olduğunu, bu olayda müvekkiline atfedilebilecek bir kusur olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece; davanın, zararın ve failin öğrenilmesinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığından bahisle reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 11.05.2009 tarih, 2009/4932 E.; 2009/6641 K. sayılı ilamla; zamanaşımı süresinin dolmadığını belirterek, işin esasının incelenmesi için hükmün bozulmasına karar vermiştir. ./..Mahkemece, bozma ilamına uyma kararı alınmış, işin esası incelenmiş, alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davacı taraf maddi tazminat istemini ıslahla artırmış, mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 16.772,59 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 17.09.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.Davalı vekilinin kabul gören temyiz itirazına gelince; Dava; elektrik çarpmasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda, davacı, 17.09.2004 tarihinde yaralanmıştır. 17.01.2005 tarihinde açılan tazminat davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine, davacı 23.07.2007 tarihinde eldeki tazminat davasını açmış ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Bozma kararından sonra, 07.01.2014 tarihli dilekçe ile harcını yatırmak suretiyle maddi tazminat talebini ıslah etmiştir. Davacı vekilinin ıslah dilekçesine karşı, davalı vekili, zamanaşımı def'inde bulunmuş, ıslahla artırılan maddi tazminat miktarının zamanaşımına uğradığını ileri sürmüştür. Mahkemece; bozmadan önce davanın zamanaşımı nedeniyle reddedildiği, bozmadan sonra yapılan yargılama sürecinde bilirkişi raporuyla zarar miktarının daha fazla olduğunun belirlendiği, bu sebeple ıslah yoluyla talebin artırılabileceğine karar vermiştir. Bu bağlamda; temyize konu uyuşmazlık; ıslah dilekçesiyle talep edilen tazminata karşı zamanaşımı def'inin ileri sürülmesinin mümkün olup olmadığı, davacının ıslahla artırdığı maddi tazminat için zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. Islah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen (HMK m.180) veya kısmen (HMK m. 181) düzeltmesidir. Islahın konusu, tarafların yapmış oldukları usul işlemleridir. (HMK m.176) Davacı, ıslah yoluyla dava konusunu artırabilir ki, bu davanın kısmen ıslahıdır. Davacı, kısmi davada saklı tuttuğu fazlaya ilişkin haklarını, ek bir dava açarak isteyebileceği gibi, müddeabihi, aynı davada kısmi ıslah dilekçesi verip, harcını yatırmak suretiyle artırabilir.Kural olarak davanın açılmasıyla birlikte zamanaşımı kesilir ve kesilen zamanaşımı, kesilme tarihinden başlayarak yeniden işler. Dava ile kesilmiş zamanaşımı, davanın devamı süresinde taraflardan birinin yargılamaya ilişkin her bir işleminden ve hakimin her emir ve hükmünden itibaren yeniden işlemeye başlar. Ancak kısmi davada, dava edilmeyen alacak kesimi için fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmuş olmasının zamanaşımını kesmeyeceği kabul edilmektedir. Kısmi dava açılması halinde zamanaşımı yalnız alacağın kısmi dava konusu yapılan miktarı için kesilir. Kısmi ıslahta, tam ıslahın aksine ıslah tarihine kadar yapılmış bütün usul işlemleri yapılmamış sayılmaz. Kısmi ıslah, yapıldığı tarihten ileriye yönelik olarak hüküm ifade eder../..Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davaya konu eylemin, 765 sayılı TCY'nın 459/2. maddesinde düzenlenen "Taksirle Yaralama" suçunu oluşturduğu, buna göre somut olaya uygulanacak ceza zamanaşımı süresinin, TCY'nın 102/5. maddesi uyarınca 5 yıl olduğu, haksız eylemin 17.09.2004 günü gerçekleştiği, Adli Tıp Kurumu'ndan 19.02.2007 günü iş göremezlik raporu alındığı, davalı kurum görevlileri hakkında açılan ceza davasında şikayet yokluğu nedeniyle verilen düşme kararının 16.01.2006 günü kesinleştiği, eldeki tazminat davasının 23.07.2007 günü açıldığı, ıslahın 07.01.2014 günü yapıldığı, ıslah dilekçesine karşı davalı vekili tarafından zamanaşımı def'i ileri sürüldüğü, yaralama olayı ile ıslah tarihi arasında 9 yıl 4 ay gibi bir süre geçtiği, beş yıllık ceza zamanaşımı süresinin ıslah tarihi itibariyle geçtiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece; ıslahla artırılan maddi tazminat isteminin zamanaşımına uğradığı kabul edilerek, 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştirSONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.