MAHKEMESİ : GÖRELE ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 27/11/2013NUMARASI : 2013/230-2013/393Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı dilekçesinde; 06.04.1999 tarihinde davalı ile evlendiğini, müşterek 3 çocuklarının olduğunu; davalının kendisini dövdüğünü ve küçük çocuk Hasan' la birlikte evden kovduğunu; bu nedenle, baba evine gitmek zorunda kaldığını belirterek; kendisi için aylık 600 TL, müşterek çocuk Hasan için de aylık 400 TL olmak üzere toplam 1000 TL tedbir nafakasına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın açmış olduğu davanın haksız ve mesnetsiz olup, reddedilmesi gerektiğini; zira, davacının kusurlu olduğunu, taraflar arasında sürekli tartışmalar yaşandığını, tartışma sonucunda davacının küsüp günlerce konuşmadığını ya da evi terk edip gittiğini; sorumsuz ve ilgisiz davranışlarını sürdürdüğünü savunmuştur.Mahkemece; ".. Tüm dosya kapsamı, dinlenen tanık beyanları değerlendirildiğinde; davacının davalıyı terk ederek müşterek konuttan küçük Hasan . da beraberinde götürdüğü, müşterek konutu terk etmesinin haklı bir nedene dayanmadığı, davalının kusurunu ispat edemediği hususları dikkate alınarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur, gerekçesiyle" davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Türk Medeni Kanununun 186/3.maddesine göre; eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar. 196/1.maddesine göre de; (Eşler birlikte yaşarken) eşlerden birinin istemi üzerine hakim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler. Aynı yasanın 197/2.maddesine göre de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yaralanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.Somut olayda, davacı kadın, ayrı yaşamada haklı olduğu iddiasıyla (davalı kocanın kendisini dövdüğü ve çocukla birlikte evden kovduğunu belirterek) kendisi ve müşterek çocuk için tedbir nafakası istemektedir.Davacı tanıkları beyanlarında; "baba evine geldiğinde davacının ağzı yüzü morluk içindeydi. Sebebini sorduğumuzda, eşinin kendisini dövdüğünü ve dışarıya attığını söyledi" dedikleri anlaşılmaktadır. Asıl olan tanıkların doğru söylediğidir. Tanık beyanları, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına (ayrıca, davalının boşanma davası açmış bulunmasına) göre, davacının, davalı koca tarafından çıkan tartışma sonucu dövülerek, evden kovulduğu; davacının, baba evine gitmekte haklı olduğu sonucuna varılmaktadır. Öte yandan, mahkemece; davacı yanında fiilen kalan müşterek çocuk için (ayrı yaşamda haklılık sebebi aranmaksızın) nafaka takdiri gerekir.O Halde, mahkemece; yukarıda açıklanan kanun hükümleri gözetilerek; davacının dava açmakta haklılığı kabul edilip, davacının ve çocuğunun geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde, davacının iddiasını ispatlayamadığından bahisle, davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.