Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8295 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6710 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; davacıların (küçük çocukları ...'a velayeten, kendilerine asaleten) müşterek çocukları olan ...'ın evlerinin önündeki elektrik tellerinin kopması sonucunda elektriğe çarpılarak yaralandığını, olayın tamemen davalı şirketin kusuru nedeniyle meydana geldiğini, olaydan büyük manevi üzüntü duyduklarını belirterek, çocuklarının ileride kendilerine yapacağı destek ve maddi katkı da gözetilerek 20.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın faziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında, kusurun davacı tarafta olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, maddi tazminat taleplerinin sübut bulmaması nedeniyle reddi, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000 TL'nın olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.Hüküm, davalı vekili temyiz etmektedir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, HUMK'un 388/son (6100 sayılı HMK'nun 297/2.fık.) maddesinde "Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" denilmektedir.O halde mahkemece, hükmedilen manevi tazminat miktarının her bir davacı için ayrı ayrı belirtilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Ayrıca, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/4 maddesi uyarınca davalı yararına, hem maddi hem de manevi tazminat açısından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken; hangi talep için verildiği açıkça belirtilmeden tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.