MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı 10.10.2012 tarihli dilekçesinde; davalının ortak oldukları demirleri satarak kendisine vermesi gereken 1.200 TL'yi vermediğini belirterek, söz konusu meblağın kendisine verilmesini talep etmiştir. Davacı 15.10.2012 havale tarihli dilekçesinde; kardeşi olan davalı ile 16 ton inşaat demiri alarak ortak olduklarını, davalının söz konusu demirleri gizlice sattığını, davalı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, davalı hakkında paydaş mal üzerinde hırsızlık suçundan kamu davası açıldığını, davalının ceza aldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 1.200 TL'nin suç tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, 07.02.2013 tarihli celsede, ceza dosyasının temyiz incelemesinde olduğunu, müvekkilinin bu davanın uzamasını istemediğini, davacının talep ettiği miktar olan 1.200 TL'ye karar verilmesini mahkemenin takdirine bıraktıklarını beyan etmiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile; 1.200 TL'nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava açılmasının sonuçlarından biri de, davacının dava sırasında belli bir aşamadan sonra, iddiasını (davasını) genişletmesinin ve değiştirmesinin yasak olmasıdır. Bu çerçevede davacı, davalının rızası olmaksızın iddiasını genişletemez veya değiştiremez. 1086 sayılı HUMK m.185/1, bu yasağı davanın açılması anından başlatırken, 6100 sayılı HMK m.141,1 yasağın başlangıcını farklı olarak düzenlemiştir. Buna göre; tarafların karşılıklı dilekçelerini verdikleri aşamada herhangi bir sınırlamaya bağlı olmadan uyuşmazlığın genel çerçevesi içinde iddia ve savunmalarını değiştirebilecekleri kabul edilmiştir. Başka bir deyişle yargılamanın ilk kesitinde iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı uygulanmayacaktır.Somut olayda, davacı dava dilekçesinde her ne kadar fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmamış ise de; 15.10.2012 havale tarihli dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 1.200 TL'nin suç tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacının mahkemeye sunmuş olduğu söz konusu bu dilekçe öninceleme aşamasında davalı tarafa tebliğ edilmiştir. Davalının ön inceleme aşamasında sunmuş olduğu 15.10.2012 tarihli dilekçesi iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi kapsamında olmadığından söz konusu dilekçedeki talepler dikkate alınarak sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.