MAHKEMESİ:İZMİR 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİH:23/05/2013NUMARASI: 2011/107-2013/296Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacılar(karşı davalılar) vekilince istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacılar-karşı davalılar vekili Av.H.. P...geldi. Davalılar-karşı davacılar vekili Av.C.. V...geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların dava konusu 9 nolu daireyi dava dışı İbrahim ..'dan 06.04.2004'te tapu ile satın aldıklarını, taşınmazın ilk maliki olan H.B..'ın vekalet verdiği Sediye ..nın vekaleti kötüye kullanması nedeniyle taşınmazı Hasan'a vekaleten H... B. .da İ.A.l'a, İ.'de davacılara sattığını, ilk malik H..B..'ın mirasçılarının açtığı "Vekalet görevini kötüye kullanılması nedenine dayalı tapu iptal-tescil" davası sonucunda davacıların 9 nolu daire ile ilgili tapunun iptaline ve davalılar adına tesciline karar verildiğini, bu tarihten sonra 15.04.2010 tarihli kira akdi ile kullandıklarını daha sonra tahliye ettiklerini, taşınmaza faydalı ve zorunlu masraflar yaptıklarını, taşınmaza değer kattıklarını belirterek 75.000 TL bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı H.. B.. mirasçılarından tahsilini talep etmiştir.Davalılar vekili cevabında, davacıların iyiniyetli olmadıklarını, masraf bedeli talep edemeyeceklerini beyan etmiş, zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Süresinde verdikleri 08.06.2011 tarihli karşı dava dilekçesi ile davacıların taşınmazı yıllardır kötüniyetli olarak kullandıklarını belirterek davacılar ile sonradan imzalanan 15.04.2010 tarihli kira akdinden (ve karşı dava tarihinden geriye doğru) 08.06.2006-15.04.2010 dönemi için 40.000 TL ecrimisil bedelinin davacılardan tahsilini talep etmiştir.Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulü ile 26.391 TL alacağın davalılar (karşı davacılar)dan tahsiline, karşı davanın da kısmen kabulü ile tapu iptal kararının davacılar yönünden kesinleştiği 03.02.2010 tarihinden, davacıların kira akdi yaptıkları 15.04.2010 arası 1.992 TL ecrimisil bedelinin davacılar (karşı davalılar)dan tahsiline karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir.Dosya kapsamından; davacıların satın aldığı 9 nolu dairenin ilk maliki H.. B.. tarafından vekalet verilen Sediye ..isimli kişi aracılığı ile dava dışı Hediye B.'a, ondan İbrahim ..l'a, İbrahim'den davacılara 06.04.2004 tarihinde tapu ile devredildiği, ilk malik H..B.n'ın mirasçıları tarafından açılan tapu iptal-tescil davası sonucunda İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 18.10.2010 tarih, 2010/103 E.-2010/37 K. sayılı ilamı ile Hasan ...'ın elinden hile ile alınan vekalet gereği bağımsız bölümlerin değeri ile uymayan değerle satış yapıldığı ve vekalet görevinin kötüye kullanılması gerekçesi ile davacılar adına tapu kaydının iptali ile Hasan . mirasçıları davalılar adına tesciline karar verildiği ve hükmün davacılar yönünden 03.02.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Davada; tapuları iptal edilen ve taşınmazı terk etmiş olan davacıların taşınmaza yaptığı faydalı ve zorunlu masraf ile taşınmaza kattığı değer karşılığının tahsili, karşı davada ise, davacıların taşınmazı haksız kullanmasından kaynaklanan ecrimisil bedeli talep edilmektedir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu 173 m2 dairenin dava tarihi 28.02.2011 itibariyle m2 si 322 TL'den ve yıpranma payı indirilerek 26.391 TL olarak, ecrimisil bedeli ise tapu iptal-tescil kararının kesinleştiği tarih (03.02.2010) ile kira akdinin düzenlendiği 15.04.2010 tarihine kadar 1.992 TL olarak hesaplanmıştır.Davacıların, dava dışı İbrahim .dan satın aldığı daireye bir takım imalatlar yaptırdığı anlaşıldığına göre, davacıların davalılar tarafından taşınmazdan el çektirilmesi nedeniyle davalıların BK.nun 61-66 (TBK.nun 77-82) maddeleri gereğince sebepsiz zenginleştikleri tartışmasızdır.Uyuşmazlık, iade kapsamında bulunmaktadır. BK.nun 64. (TBK.nun 80.) maddesine göre, iade borçlusu kötüniyetli ise zorunlu masraflar ile faydalı masrafları iade zamanında halen mevcut olan fazlalık nispetindeki miktarı isteyebilir. 22.02.1991 gün, 1990/1 E.-1991/1 K.sayılı YİBK.nda belirtildiği gibi, iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Giderlerin (imalatın) yapıldığı tarih değil, taşınmazın davalılara iade edildiği tarih itibariyle sebepsiz zenginleşme miktarının belirlenmesi gerekir. Davacıların taşınmazı davadan kısa bir süre önce davalılara teslim etmeleri nedeniyle, iade anına kadar zamanaşımı da işlemeyeceği dikkate alınarak sebepsiz zenginleşme miktarının uzman bilirkişi raporu ile belirlenmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru değildir.Ayrıca, TMK'nun 995.maddesine göre, 08.03.1950 tarih ve 22/4 sayılı YİBK'nda kabul edildiği gibi, başkasının taşınmazını haksız olarak kullanan kötüniyetli kimse, o taşınmazı haksız olarak elinde tutmasından doğan zararı ve elde ettiği veya etmeyi ihmal eylediği semereleri tazmin ile yükümlüdür.Yargıtay H.G.K'nun 07.02.1990 gün ve 1983/3-602 E.-1990/56 K.sayılı kararında kabul edildiği gibi, hileli (muvazaalı) taşınmaz devrine ilişkin temlikin de baştan itibaren geçersiz olduğu kabul edilmiştir.Davacıların, taşınmazı satın aldıkları 06.04.2004 tarihinden itibaren (baştan itibaren) kötüniyetli, haksız işgalci olarak kabul edilmesi gerektiğinden, ecrimisilin talep gibi 08.06.2006 tarihinden itibaren başlatılması gerekirken, tapu iptal-tescil kararının kesinleştiği 03.02.2010 tarihinden itibaren ecrimisil bedelinin hesaplanarak hüküm kurulması da bozmayı gerektirmiştir.Mahkemece; konusunda uzman bilirkişi (veya bilirkişilerden) yukarıda açıklanan ilke ve yönteme uygun ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen taraflar için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin yek diğerinden alınıp yek diğerine verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.